Mumtehine Suresi 1. Ayet


Arapça

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاء مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ


Türkçe Okunuşu

Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızû aduvvî ve aduvvekum evliyâe, tulkûne ileyhim bil meveddeti ve kad keferû bi mâ câekum minel hakk(hakkı), yuhricûner resûle ve iyyâkum en tû’minû billâhi rabbikum, in kuntum harectum cihâden fî sebîlî vebtigâe merdâtî tusirrûne ileyhim bil meveddeti ve ene a’lemu bi mâ ahfeytum ve mâ a’lentum, ve men yef’alhu minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).


Kelimeler

yâ eyyuhâ ey
ellezîne âmenû âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
lâ tettehizû yapmayın, edinmeyin
aduvvî düşmanlarım
ve aduvve-kum ve sizin düşmanlarınız
evliyâe dostlar
tulkûne ilka ediyorsunuz (dostluk ilka ediyorsunuz, muhabbet besliyorsunuz)
ileyhim onlara
bi el meveddeti muhabbet ile, sevgi ile
ve kad ve olmuştur
keferû inkâr ettiler
bi mâ câe-kum size gelen şeyi
min el hakkı haktan
yuhricûne çıkarıyorlar
er resûle resûl
ve iyyâ-kum ve sizlere
en tû'minû inanmanız
bi allâhi Allah'a
rabbi-kum Rabbinize
in kuntum eğer siz iseniz
harectum siz çıktınız
cihâden cihad
fî sebîlî benim yolumda
ve ibtigâe ve amaç edindi, istedi
mardâtî benim razı olmam, benim rızam
tusirrûne sır veriyorsunuz
ileyhim onlara
bi el meveddeti muhabbet ile, sevgi ile
ve ene ve ben
a'lemu daha iyi bilir
bi mâ ahfeytum gizlediğiniz şeyleri
ve mâ a'lentum ve (aleni olan) açığa vurduğunuz şeyler
ve men ve kim
yef'al-hu onu yapar
min-kum sizden
fe o zaman, böylece
kad dalle sapmış olur
sevâe es sebîli (Allâh'a ulaştırmak üzere) dizayn edilmiş yol

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ey iman edenler (sakın) Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan (kişileri, çevreleri ve ülkeleri) evliya (dost ve müttefik) edinmeyin. (Zalim ve kâfir güçlerin hükmüne ve himayesine girmeyin. Bu uyarılarıma rağmen hangi sebep ve beklentiyle) Siz hâlâ onlara karşı meveddet (yaranmak için muhabbet ve destek) yöneltmektesiniz; oysa onlar size Hakk’tan gelen (Kur’ani emir ve hükümleri) inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah’a imanınızdan dolayı, Elçiyi de, sizi de (hürriyetlerinizden ve hükümet etmekten) çıkarıp (izzetli hayatın dışına itmişlerdir). Eğer siz, Benim uğrumda (Kur’an’ın adalet kurallarını hâkim kılmak ve herkese temel insan haklarını sağlamak üzere) CİHAD etmek ve Benim rızama erişmek (niyeti ve gayretiyle yola) çıkmış iseniz; (nasıl oluyor da hâlâ kalbinizin içinde zalim ve kâfir güruhuna) onlara karşı meveddet (sevgi ve destek) gizliyorsunuz? (Oysa) Ben sizin gizli tuttuklarınızı da açığa vurduklarınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa (zalim ve kâfir güçlere yaranmaya ve sığınmaya çalışırsa) artık o(nun Hakk) yolun ortasından şaşırıp-sapmış olduğu (kesindir).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ey inananlar, düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinip onları sevmeyin, onlara haber yolluyorsunuz ama onlar, size gerçek olarak gelen şeye kafir olmuşlardır da Peygamberi ve sizi, Rabbiniz Allah'a inanıyorsunuz diye yurdunuzdan çıkarıyorlar; benim yolumda savaşmak ve razılığımı arayıp elde etmek için yurdunuzdan çıktıysanız, bu, böyle; siz, onlara sevgiyle sır veriyorsunuz ve bense sizin gizlediğiniz şeyi de daha iyi bilirim, açığa vurduğunuz şeyi de ve sizden kim bu işi yaparsa gerçekten dedüz ve doğru yoldan sapmış, yolunu kaybetmiş gitmiştir.*
Abdullah Parlıyan Meali Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçek mesajı inkâr ettikleri, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı, Rasulünü ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkardıkları halde, siz onlara sevgi belirterek mektup ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için savaşa çıktınızsa, içinizde onlara sevgi mi besleyip gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğinizi ve açığa vurduğunuz herşeyi bilirim. Sizden kim böyle yaparsa, gerçekten o doğru yolun ortasında, şaşırıp sapıtmıştır.*
Ahmet Tekin Meali Ey iman nimetine kavuşanlar, benim düşmanımı ve kendi düşmanınızı kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost-müttefik velî edinmeyin. Siz hâlâ sevgi ve dostluk sebebiyle onlara sır veriyorsunuz. Halbuki onlar, size gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumunuzda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân'ı, İslâm dinini inkârda ısrar ettiler. Rabbiniz Allah'a iman ediyorsunuz diye, Rasulullah'ı ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad etmeye, rızamı kazanmaya çıkmışsanız, sevgiyle onlara gizli gizli haber göndermek neyin nesi? Ben sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru, dengeli bir hayat tarzından uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek, başına buyruk hareket etmiş olur.*
Ahmet Varol Meali Ey iman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri dostlar edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar haktan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz Allah'a iman etmenizden dolayı sizi ve Peygamber'i (yurdunuzdan) çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda cihad etmek ve benim hoşnutluğumu kazanmak üzere çıktıysanız (nasıl) onlara karşı sevgi gizlersiniz? Halbuki ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa yolun ortasından [1] sapmış olur.*
Ali Bulaç Meali Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.
Ali Fikri Yavuz Meali Ey iman edenler! Düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dostlar edinmeyin. Siz, onlara (mektubla bağlılık ve) sevgi yolluyorsunuz; halbuki onlar, Kur'an'dan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a iman ediyorsunuz diye, size ve Peygamberi (Mekke'den) çıkarıyorlardı. Eğer sizler, benim yolumda ve rızam uğrunda cihad için (Mekke'den Medine'ye) çıktınızsa, (düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin). Siz, sevgi göstererek, onlara sır veriyorsunuz; halbuki ben, sizin gizlediklerinizi de, açıkladıklarınızı da hep bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, artık hak yolun ortasında sapıtmıştır, (kendini felâkete sürüklemiştir). (Bu âyet-i kerime, Hâtib İbni Belte'e hakkında nazil oldu. Hz. Peygamber efendimizin Mekke'lilere savaş açacağını duyunca, bu haberi Medine'den yazdığı bir mektupla Mekke'lilere bildirmeğe teşebbüs etti ve mektubunu Sare adlı bir kadınla gönderdi. Bunun üzerine Cebrâil nazil olub hâdiyesi Hz. Peygamber efendimize bildirdi. Hz. Peygamber de ashabın ileri gelenlerinden altı kişiyi, yola çıkan kadını yakalayıb mektubu almak üzere vazifelendirdi. Onlar da yolda kadını yakalayarak bu mektubu kendisinden almışlardı. İşte müminlerin, bu şekilde bir büyük günah işlememelerini bildiren bu âyet-i kerime nazil olmuştur.)
Bahaeddin Sağlam Meali Ey iman edenler! Hem Bana hem size düşman olanlara, sevgi ile atılarak onları dost edinmeyin. Hâlbuki onlar, size gelen hakkı inkâr etmişler. Rabbiniz olan Allah’a inanıyorsunuz diye, Resulullahı ve sizi (memleketinizden) çıkarıyorlar. Eğer Benim yolumda ve rızamı isteyerek cihada çıkmış iseniz, onlara gizlice sevginizi bildirerek onları dost edinmeyin. Çünkü Ben, sizin gizlediğinizi de açıkladığınızı da (sizden daha iyi) bilirim. Artık kim böyle bir şey yaparsa, o doğru yoldan tamamıyla sapmış demektir.
Bayraktar Bayraklı Meali Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyiniz. Onlar, size gelen gerçeği inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıktığınız halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur. [627][628]*
Cemal Külünkoğlu Meali Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin! Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri ve Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuz Mekke'den) çıkardıkları halde siz onlara sevgi(niz yüzünden) sır veriyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için (yola) çıktıysanız (hicret ettiyseniz, böyle yapmayın)! İçinizde onlara sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa (onlara sevgi gösterip sır verirse) doğru yoldan sapmış olur. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz.[537] Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.*
Diyanet Vakfı Meali Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.*
Edip Yüksel Meali Ey inananlar, benim düşmanımı ve sizin düşmanınızı dost edinmeyin. Size gelen gerçeği inkar etmiş ve Rabbiniz olan ALLAH'a inandığınız için elçiyi ve sizi (ülkenizden) çıkarmış oldukları halde siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rızamı kazanmak için yolumda bir cihada çıktıysanız, onları nasıl gizlice sevebilirsiniz? Oysa ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim. Sizden kim böyle davranırsa doğru yoldan sapmış olur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ey o bütün iyman edenler! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın, siz onlara meveddet ilka ediyorsunuz, onlar ise haktan size gelene küfrettiler, rabbınız Allaha iyman ediyorsunuz diye sizi ve Peygamberi çıkarıyorlardı, eğer sizler benim yolumda ve rızam uğurunda cihad için çıktınızsa... Siz meveddetle onlara sir veriyorsunuz, halbuki ben sizin gizlediklerinizi de acıkladıklarınızı da hepsini bilirim ve içinizden her kim onu yaparsa artık düz yolun ortasında şaşırmış olur
Hasan Basri Çantay Meali Ey îman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız (olanlar) ı dostlar edinmeyin. (Kendileriyle aranızdaki) sevgi yüzünden onlara (peygamberin maksadını) ulaşdırırsınız (değil mi)? Halbuki onlar Hakdan size gelene küfretmişlerdir. Peygamberi de, sizi de Rabbiniz olan Allaha îman ediyorsunuz diye (yurdlarınızdan) çıkarıyorlardı onlar. Eğer siz benim yolumdan savaşmak, benim rızaamı aramak için çıkmışsanız (bunu yapmazsınız). Onlara haalâ muhabbet mi gizleyeceksiniz? Halbuki ben sizin gizlediğinizi de, açıkladığınızı da çok iyi bilenim. İçinizden kim bunu yaparsa muhakkak ki yolun ta ortasından sapmış olur.
Hayrat Neşriyat Meali Ey îmân edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları (kendinize)dostlar edinmeyin; (onlara duyduğunuz) sevgi sebebiyle kendilerine (savaş hazırlıklarınıza dâir haber) ulaştırıyorsunuz; hâlbuki (onlar) size Hakk'tan geleni gerçekten inkâr etmişlerdir.(Unuttunuz mu ki) Rabbiniz olan Allah'a îmân etmenizden dolayı, peygamberi ve husûsan sizi(Mekke'den) çıkarıyorlardı. Eğer benim yolumda cihâd etmek ve rızâmı kazanmak için çıktıysanız (onları dost edinmeyin); (ama siz, içinizde) onlara (duyduğunuz) muhabbeti gizliyorsunuz (onlara muhabbetle sır veriyorsunuz).(1) Hâlbuki ben, gizlediklerinizi de, açıkladıklarınızı da en iyi bilenim. Artık sizden kim bunu yaparsa, o takdirde gerçekten (düz) yolun ortasında sapıtmış olur.*
İlyas Yorulmaz Meali Ey İman edenler! Benim düşmanım ve sizinde düşmanınız olanların koruması altına girmeyin. Onlar size Allah dan geleni (Kur'an'ı) inkar etmişler, Rabbiniz Allah'a inanıyorsunuz diye, elçiyi ve sizi yurtlarınızdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi gösteriyorsunuz ve benim yolumda, benim rızamı kazanmak için savaşa çıktığınızda da, onlara olan sevginizden dolayı (savaş) sırlarını veriyorsunuz. Ben sizin içinizde gizlediklerinizi de, açıkça yaptıklarınızı da bilirim. Sizden kim bundan böyle o hatayı yaparsa, çok uzak bir sapıklığın içine düşmüş olur.
Kadri Çelik Meali Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı peygamberi de sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa artık o, elbette doğru yoldan sapmış olur.*
Mahmut Kısa Meali Ey iman edenler! İslâm’a ve Müslümanlara karşı savaş açarak hem Bana, hem de size karşı düşmanlık eden kâfirleri sakın kendinize dost ve müttefik edinmeyin! Siz onlara safça sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz, oysa onlar size gelen gerçeği inkâr etmiş ve sırf Rabb’iniz Allah’a inandığınız için Peygamberi ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmışlardır. Eğer gerçekten Benim yolumda mücâdele etmek ve hoşnutluğumu kazanmak amacıyla yurdunuzu terk edip çıktıysanız, kâfirlere bilgi sızdırarak onlara karşı nasıl sevgi besleyebilirsiniz? Unutmayın ki, Ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim! Dikkat edin, bundan böyle içinizden her kim böyle bir şey yapacak olursa, kesinlikle doğru yoldan sapmış olur!*
Mehmet Türk Meali Ey iman edenler! Allah’tan size geleni inkâr ederek Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları sakın gizli sevgi besleyerek dost edinmeyin. Zira onlar, Peygamberi de sizi de sadece Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı, yurdunuzdan çıkartıyorlar.1 Benim yolumda cihat etmek ve Benim rızamı kazanmak için savaştığınız kimselere, içinizden (nasıl) sevgi besliyorsunuz? Hâlbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi çok iyi bilirim. Ve sizden her kim, bunu yaparsa (işte o,) dosdoğru yoldan sapmış olur.2*
Muhammed Esed Meali SİZ EY imana ermiş olanlar! Size gelmiş olan bütün hakikatleri inkar eden ve [yalnızca] Rabbiniz Allah'a inandığınız için Elçi'yi ve sizi (yurtlarınızdan) süren 1 düşmanlarımı -ki onlar aynı zamanda sizin de düşmanlarınızdır- 2 şefkat göstererek dost edinmeyin! Eğer Benim yolumda cehd göstermek için ve Benim rızamı kazanmak arzusuyla [evlerinizden] çıkıp gitti[ği]niz [doğru] ise, onlara gizli bir şefkatle yaklaş[arak dostluk yap]mayın: çünkü hem açıktan yaptığınız hem de gizlemiş olduğunuz her şeyden tamamiyle haberdarım. Ve içinizden bunu her kim yaparsa doğru yoldan sapmış olur. 3
Mustafa İslamoğlu Meali SİZ ey iman edenler! Benim ve sizin düşmanlarınızı evliyâ edinmeyiniz![5046] Siz onlara yürek dolusu sevgi sunuyorsunuz,[5047] ama onlar size gelen bütün hakikati kökten inkâr ediyorlar. Onlar hem Elçi’yi hem de sizi sırf Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye sürüp çıkarırlarken, -tabii ki siz rızamı kazanmak ve yolumda çihad etmek için çıkmışsanız eğer- onlara, (akrabalık) sevgisi[5048] sebebiyle nasıl sır verirsiniz?[5049] Ne ki Ben sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da çok iyi bilirim: Artık sizden kim böyle yaparsa, işte o doğru yolun ortasında sapıtmış[5050] demektir.[5051]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ey imân etmiş olanlar! Benim düşmanımı, sizin de düşmanınızı dostlar ittihaz etmeyiniz, siz onlara bir meveddet sebebiyle bazı haberler ulaştırıyorsunuz. Halbuki, onlar size Hakk'tan gelen şeyi münkir bulunmuşlardır. Rabbiniz Allah'a imân ettiğinizden dolayı Peygamberi de, sizi de (yurdunuzdan) çıkarıyorlardı. Eğer siz Benim yolumda ve Benim rızamı talep için cihada çıkmış oldu iseniz (O kâfirleri dost tutmayınız). Onlara meveddet ile sır veriyorsunuz ve Ben ise sizin gizlediğiniz şeyi de, açıkladığınız şeyi de pek iyi bilirim ve onu sizden her kim yaparsa artık yolun ortasından sapmış olur.
Suat Yıldırım Meali Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanlarınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği reddettikleri halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Resulullahı ve sizi, sırf Rabbiniz olan Allah'a inandığınız için, vatanınızdan kovuyorlar. Siz Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıkarılmayı göze aldıysanız, nasıl olur da onlara sevgi gösterip sır verirsiniz? Halbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi bilmekteyim. Doğrusu içinizden kim bunu yaparsa, artık doğru yoldan sapmış olur. [5, 51-57; 3, 28; 4, 144]*
Süleyman Ateş Meali Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihadetmek ve benim rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
Süleymaniye Vakfı Meali Ey inanıp güvenenler (müminler)! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, dost (veli) bilmeyin. Siz onlara karşı sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar, size gelen gerçeği görmezlikten gelmişlerdir. Rabbiniz olan Allah’a inanıp güvendiniz diye hem elçiyi hem de sizi yurdunuzdan çıkarmaktalar. Eğer benim yolumda ve benim rızamı kazanma arzusuyla mücadele (cihad) için çıktıysanız böyle yapmayın. Onlara duyduğunuz sevgi sebebiyle sır veriyorsunuz[*]? Ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Kim bunu yaparsa düz yoldan çıkmış olur.*
Şaban Piriş Meali -Ey İman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanız olanları, dost edinmeyin. Size haktan geleni inkar etmişlerken; siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rabbiniz olan Allah'a iman ediyorsunuz diye Peygamberi de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda cihat etmek ve benim razılığımı almak için çıktıysanız gizlice onlara sevgi beslemeyin. Ben gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, doğru yoldan sapmış olur.
Ümit Şimşek Meali Ey iman edenler! Bana ve size düşman olanları veli edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz; ama onlar size hak olarak geleni inkâr etmişlerdir. Peygamberi ve sizi de, Rabbiniz olan Allah'a iman ettiğiniz için yurdunuzdan çıkarmaktadırlar. Eğer siz Benim yolumda cihad etmek ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Sizin gizlediğinizi de Ben bilirim, açığa vurduğunuzu da. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.
M. Pickthall (English) O ye who believe! Choose not My enemy and your enemy for friends. Do ye give them friendship when they disbelieve in that truth which hath come unto you, driving out the messenger and you because ye believe in Allah, your Lord? If ye have come forth to strive in My way and seeking My good pleasure, (show them not friendship). Do ye show friendship unto them in secret, when I am best Aware of what ye hide and what ye proclaim? And whosoever doeth it among you, be verily hath strayed from the right way.
Yusuf Ali (English) O ye who believe! Take not my enemies and yours as friends (or protectors),- offering them(5409) (your) love, even though they have rejected the Truth that has come to you, and have (on the contrary) driven out the Prophet and yourselves (from your homes), (simply) because ye believe in Allah your Lord!(5410) If ye have come out to strive in My Way and to seek My Good Pleasure, (take them not as friends), holding secret converse of love (and friendship) with them: for I know full well all that ye conceal and all that ye reveal. And any of you that does this has strayed from the Straight Path.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları