Secde Suresi 9. Ayet


Arapça

ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِن رُّوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ


Türkçe Okunuşu

Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel efidete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).


Kelimeler

summe sonra
sevvâ-hu sevva etti, düzenledi
ve nefeha ve üfledi, üfürdü
fî-hi onun hakkında, onun içinde, onda
min rûhi-hÎ ruhundan
ve ceale ve kıldı, yaptı, var etti
lekum sizin için, size
es sem'a işitme (duyusu)
ve el ebsâre ve görme hassası
ve el efidete ve fuad (idrak etme) hassası
kalîlen az
mâ teşkurûne şükrediyorsunuz

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona (insana, Kendi) Ruhundan üfledi. Sizin için de kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (Ne nankör insanlarsınız!)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sonra da onu tamamlamıştır, ona kabiliyet vermiştir ve ona ruhundan üfürmüştür ve size kulak, gözler ve gönüller halketmiştir; ne de az şükredersiniz.
Abdullah Parlıyan Meali Sonra ona, yaratılış amacına uygun bir şekil verip, kendi ruhundan üfler ve böylece sizi hem işitme, hem görme melekeleri, hem de düşünce ve duyularla donatır. Buna rağmen, ne kadar da az şükrediyorsunuz.
Ahmet Tekin Meali Bir de, onu yaratılış amacına uygun olarak şekillendiren, rahmetiyle var ettiği düzenin bir bölümü olan ruhundan nûrânî dalgalar halinde onun bütün hücrelerine ruh yayarak hayat veren, onu bilinçlendiren, sizin için kulaklar, gözler, akıllar ve kalpler planlayıp yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz?*
Ahmet Varol Meali Sonra onu düzenli bir şekle soktu ve içine kendi ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Çok az şükrediyorsunuz!
Ali Bulaç Meali Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?
Ali Fikri Yavuz Meali Sonra Allah onu (şeklini) düzeltip tamamladı ve bizzat kendi kudretinden ona ruh koydu. Sizin için kulaklar, gözler, kalbler yarattı. (Allah'ın size verdiği nimetlere karşı), şükrünüz pek az!...
Bahaeddin Sağlam Meali Sonra o hücreyi düzenledi. Yani(*) ruhundan ona üfledi. Ve sizin için kulak, gözler ve duyular yaptı.(**) Ne kadar da az şükrediyorsunuz!*
Bayraktar Bayraklı Meali Sonra ona güzel bir şekil verip kendi ruhundan üflemiştir. Size kulaklar, gözler ve kalpler vermiştir. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Cemal Külünkoğlu Meali 7,8,9. O, yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratan ve (ilk) insanı yaratmaya da çamurdan başlayandır. Sonra onun neslini bir nutfeden, hakir bir suyun özünden çoğaltandır. Sonra ona biçim verip, kendi ruhundan üfleyen ve sizin için kulaklar, gözler ve kalpler (gönüller) yaratandır. (Buna rağmen) ne kadar az şükrediyorsunuz?
Diyanet İşleri Meali (Eski) 7,8,9. Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Diyanet Vakfı Meali Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Edip Yüksel Meali Sonra onu biçimlendirip ona ruhundan üfledi. Size işitme ve görme yeteneği ile beyinler verdi; siz pek seyrek şükrediyorsunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!
Elmalılı Meali (Orjinal) Sonra onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı, siz pek az şükrediyorsunuz
Hasan Basri Çantay Meali Sonra onu düzeltib tamamladı. İçine ruuhundan üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller yaratdı. Ne az şükredersiniz?
Hayrat Neşriyat Meali Sonra onu (insan sûretinde) düzeltip içine kendi (yarattığı) rûhundan üfledi; hem sizin için kulaklar, gözler ve kalbler yaptı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
İlyas Yorulmaz Meali Sonra insanın şeklini tamamlamış, sonra kendi canlılığından ona can vermiştir. Sonra size kulak, göz ve kalp vermiştir. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
Kadri Çelik Meali Sonra da onu düzeltip bir biçime sokmuş ve ona ruhundan üflemiştir. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etmiştir. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
Mahmut Kısa Meali Derken onu anne karnında, yaratılış amacına uygun biçimde düzenleyip şekillendirir, ona Kendi ruhundan hayat nefesi üfler ve böylece, ey insanlar, sizin için işiten kulaklar, gören gözler ve düşünen, hisseden gönüller yaratır. Fakat siz, bunca nîmetlere karşı ne kadar da az şükrediyorsunuz! Nitekim:
Mehmet Türk Meali Daha sonra da onu düzenli bir şekle sokup, ona kendi rûhundan1 üfleyen (de Odur). (Ey insanlar!) Size kulak, gözler ve gönüller var eden (Allah’a) ne kadar da az şükrediyorsunuz?*
Muhammed Esed Meali sonra ona [yaratılış] amacına uygun bir şekil verip Kendi ruhundan üfler; 9 ve [böylece, ey insanoğlu,] sizi hem işitme ve görme [melekeleri] hem de düşünce ve duygularla 10 donatır: [Buna rağmen] ne kadar da az şükrediyorsunuz!
Mustafa İslamoğlu Meali Daha sonra onu yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanıma sahip kılarak Kendi ruhundan üflemiştir;[3684] derken sizi[3685] hem işitme ve görme hem de duygu ve düşünce yetenekleriyle[3686] donatmıştır: ne kadar da azınız şükrediyor.[3687]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sonra onu düzeltti ve içerisine ruhundan üfürdü ve sizin için işitmeyi ve gözleri ve gönüIleri yarattı. Pek az şükredersiniz.
Suat Yıldırım Meali Sonra ona en uygun şeklini verdi, ona ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz! [4, 171; 17, 85]
Süleyman Ateş Meali Sonra ona biçim verdi, ona kendi ruhundan üfledi. Ve sizin için kulak(lar), gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!*
Süleymaniye Vakfı Meali Sonra (organlarını tamamlamış) dengesini kurmuş ve ona ruhundan üflemiş[*]; (böylece) size dinleme, ileri görüşlü olma (basiret) yeteneği ve gönüller vermiştir. (Bu yetenekleri) Ne kadar az değerlendiriyorsunuz!*
Şaban Piriş Meali Sonra ona şekil verip, canlandırdı. Size kulak, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Ümit Şimşek Meali Sonra ona güzel ve düzgün bir biçim verdi ve ruhundan üfledi.(4) Böylece size kulaklar, gözler, kalpler verdi. Fakat ne kadar az şükrediyorsunuz!*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!
M. Pickthall (English) Then He fashioned him and breathed into him of His spirit; and appointed for you hearing and sight and hearts. Small thanks give ye!
Yusuf Ali (English) But He fashioned him in due proportion, and breathed into him something of(3639) His spirit. And He gave you (the faculties of) hearing and sight and feeling(3640) (and understanding): little thanks do ye give!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları