Rûm Suresi 34. Ayet


Arapça

لِيَكْفُرُوا بِمَا آتَيْنَاهُمْ فَتَمَتَّعُوا فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ


Türkçe Okunuşu

Li yekfurû bimâ âteynâhum, fe temetteû fe sevfe ta’lemûn(ta’lemûne).


Kelimeler

li yekfurû nankörlük etsinler
bimâ şey ile
âteynâ-hum biz onlara verdik
fe o zaman, böylece
temetteû faydalanın, metalanın (yaşayın)
fe o zaman, böylece
sevfe yakında, ileride
ta'lemûne biliyorsunuz

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Kendilerine (nimet olarak) verdiklerimize nankörlük etsinler diye (bozuk fıtratlarının ve şeytani tabiatlarının gereği böyle yaparlar) . Öyleyse (ey kâfirler ve nankörler, biraz daha) yararlanıp, zevkü sefa içinde yaşayın (bakalım), artık yakında (gerçeği ve başınıza geleceği) bilecek (ve anlayacaksınız!)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Şirk koşarlar, onlara verdiğimiz nimetlere nankörlük etmek için; şimdilik geçinin bakalım, yakında bilip anlarsınız.
Abdullah Parlıyan Meali Sanki kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı, nankörlüklerini göstermek istiyorlar. Madem böyle düşünüyorsunuz, şimdilik bu kısa ömrünüzün tadını  çıkarın, ama yakında bilip anlarsınız.
Ahmet Tekin Meali Kendilerine ihsan ettiklerimize nankörlük etsinler, bakalım. Haydi zevk-u safa sürün. Yakında her şeyi öğreneceksiniz.
Ahmet Varol Meali Kendilerine verdiğimize karşı nankörlük etmek için (böyle yaparlar). Yararlanın bakalım. Yakında bileceksiniz.
Ali Bulaç Meali Kendilerine (nimet olarak) verdiklerimize nankörlük etsinler diye. Öyleyse yararlanın, artık yakında bileceksiniz.
Ali Fikri Yavuz Meali Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkâr etmek için (bunu yaparlar). Haydi zevk edib yaşayın, yakında (ahirette size ne yapılacağını) bileceksiniz.
Bahaeddin Sağlam Meali Nihayet onlara verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük ederler. (Biz de onlara:) “Yaşayın, ilerde bileceksiniz” (deriz.)
Bayraktar Bayraklı Meali Kendilerine bahşettiğimiz nimetlere karşı nankörlük etsinler bakalım. Haydi, sefa sürün; fakat yakında öğreneceksiniz.
Cemal Külünkoğlu Meali 33,34. İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Rableri, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, içlerinden bir grup kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ederek, başka güçleri Rablerinin ilahlığına ortak koşarlar. Haydi! Bir süre eğlenin bakalım, yakında (Allah'tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yüklemenin ne olduğunu) bileceksiniz.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 33,34. İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkâr etsinler bakalım! Haydi (şimdilik) yararlanın, ama yakında bileceksiniz.
Diyanet Vakfı Meali Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!
Edip Yüksel Meali Böylece kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük ederler. Zevklenin bakalım; ileride bileceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bunu da kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalım, yakında bileceksiniz.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete küfran etsinler, haydi zevk edin bakalım yarın bileceksiniz
Hasan Basri Çantay Meali Kendilerine verdiğimiz (ni'metler) e nankörlük etmeleri için. Hele zevk ede durun, yakında bileceksiniz!
Hayrat Neşriyat Meali Tâ ki kendilerine verdiğimiz şeylere (ni'metlere) nankörlük etsinler! Şimdi zevk edin(bakalım)! Artık ileride bileceksiniz!
İlyas Yorulmaz Meali Onlar şimdilik (Rablerinin nimetlerini) inkar etsinler ve verdiklerimizle bir müddet hayatlarını devam etsinler. Sonra bilecekler.
Kadri Çelik Meali Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler (bakalım)! Öyleyse faydalanıp yararlanın; artık yakında bileceksiniz!
Mahmut Kısa Meali Böylece, kendilerine verdiğimiz bunca nîmetlere karşı büyük bir nankörlük etmiş olurlar. Onlara de ki: Madem inkârı tercih ettiniz, o hâlde bu dünyanın aldatıcı zevkleri içinde bir süre daha oyalanın bakalım fakat yakında, ne büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu anlayacaksınız!
Mehmet Türk Meali (Onlar bunu) kendilerine verdiğimiz (nîmetlere karşı) nankörlük etmek için (yaparlar). (Ey kâfirler! Dünya nîmetleri ile biraz) oyalanın (bakalım) yakında gerçeği öğreneceksiniz.1*
Muhammed Esed Meali [sanki] kendilerine bahşettiğimiz (nimetler)e karşı nankörlüklerini göstermek istiyorlar. Madem böyle (düşünüyorsunuz,) bu [kısa] ömrünüzün tadını çıkarın: a-ma zamanı geldiğinde [gerçeği] göreceksiniz!
Mustafa İslamoğlu Meali sonuçta kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmiş olurlar. Haydi bakalım, siz de bir miktar safa sürün; nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğreneceksiniz!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlara verdiklerimize nankörlük yapsınlar için (öyle şirke düşerler) imdi faidelenip durunuz, artık yakında bileceksiniz.
Suat Yıldırım Meali 33, 34. İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab'lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab'lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah'ın nimetlerine nankörlük ediyorlar. De ki: “Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz! ”
Süleyman Ateş Meali (Böyle yaparlar) Ki kendilerine verdiğimiz(ni'met)e karşı nankörlük etsinler. Şimdi zevk içinde yaşayın bakalım, yakında (sonunuzun ne olduğunu) bileceksiniz.
Süleymaniye Vakfı Meali Bunu, bizim verdiğimizi gizlemek için yaparlar. Keyfini sürün bakalım; yakında öğrenirsiniz.
Şaban Piriş Meali Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler bakalım, haydi biraz daha geçinin. Yakında bilip anlayacaksınız.
Ümit Şimşek Meali Böylece, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ederler. Nasiplenedurun bakalım, yakında göreceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz...
M. Pickthall (English) So as to disbelieve in that which We have given them (Unto such it is said): Enjoy yourselves awhile, but ye will come to know.
Yusuf Ali (English) (As if) to show their ingratitude for the (favours) We have bestowed on them! Then enjoy (your brief day); but soon will ye know (your folly).(3546)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları