Rûm Suresi 49. Ayet


Arapça

وَإِن كَانُوا مِن قَبْلِ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْهِم مِّن قَبْلِهِ لَمُبْلِسِينَ


Türkçe Okunuşu

Ve in kânû min kabli en yunezzele aleyhim min kablihî le mublisîn(mublisîne).


Kelimeler

ve in ve ise, sadece, doğrusu
kânû oldular
min kabli önceden, daha önce
en yunezzele indirilmek, indirilmesi
aleyhim onlara, onların üzerine
min kabli-hi ondan önce
le mutlaka, elbette, muhakkak
mublisîne ümitlerini kesenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerlerine inmesinden evvel umutlarını kesmiş durumdalardı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Halbuki onlara yağmur yağdırılmadan önce hepsi de ümitlerini kesmişlerdi.
Abdullah Parlıyan Meali Halbuki onlara yağmur yağdırmadan önce, hepsi de ümitlerini kesmiş durumdalardı.
Ahmet Tekin Meali Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından önce, ümitsizlik içinde idiler.
Ahmet Varol Meali Oysa onlar bundan önce, üzerlerine (yağmurun) indirilmesinden umutlarını kesmişlerdi.
Ali Bulaç Meali Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerine inmesinden evvel umutlarını kesmişlerdi.
Ali Fikri Yavuz Meali Halbuki bu adamlar üzerlerine yağmur indirilmeden önce ümidlerini kesmişlerdi.
Bahaeddin Sağlam Meali Hâlbuki onlar, o yağmur kendilerine yağdırılmadan önce, tamamıyla ümitsiz idiler.
Bayraktar Bayraklı Meali Oysa onlar daha evvel, yağmurdan önce ümitsizliğe düşmüşlerdi.
Cemal Külünkoğlu Meali Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 48,49. Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve küme küme yığan Allah'tır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.
Diyanet Vakfı Meali Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.
Edip Yüksel Meali Halbuki onlar, onun kendilerine yağmadan önce umutsuzdular.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Halbuki onlar, daha önce üzerlerine yağmur indirilmeden evvel ümidi kesmişlerdi.
Elmalılı Meali (Orjinal) Önce o kendilerine indirilmezden evvel ümidi kesmiş ye'se düşmüş iseler de
Hasan Basri Çantay Meali Halbuki onlar bundan evvel üzerlerine (Allahın yağmur) indireceğinden kat'iyyen ümîdlerini kesmişlerdi.
Hayrat Neşriyat Meali Hâlbuki (onlar), bundan (bu yağmur bulutlarının görünmesinden) evvel (ve)üzerlerine (yağmurun) indirilmesinden önce elbette ümidsizliğe düşmüş kimselerdi.
İlyas Yorulmaz Meali Onlar yağmurun üzerlerine indirilmesinden önce, yağmurdan umutlarını kesmişlerdi.
Kadri Çelik Meali Oysa onlar, daha önce üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.
Mahmut Kısa Meali Oysa, o yağmur yağdırılmadan hemen önce, ümitsiz ve çaresiz bir hâldeydiler.
Mehmet Türk Meali Hâlbuki onlar, yağmurun yağmasından kısa bir süre önce neredeyse umutlarını, tamamen kesmişlerdi.
Muhammed Esed Meali oysa [tam da] yağmurun yağdırılmasından kısa bir süre önce, (neredeyse) bütün umutlarını yitirmişlerdi!
Mustafa İslamoğlu Meali Ama aynı kimseler az önce, yani[3614] (yağmur) indirilmeden önce umutlarını büsbütün yitirmiştiler.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Halbuki, onların üzerlerine indirilmeden evvel ondan evvelce elbette ye'se düşmüşlerdi.
Suat Yıldırım Meali Halbuki onlar, daha önce Allah'ın üzerlerine yağmur indireceğinden tamamen ümitsiz idiler.
Süleyman Ateş Meali Halbuki onlar, yağmurun kendilerine indirilmesinden önce umutsuz idiler.
Süleymaniye Vakfı Meali Oysa az önce; yağmur yağdırılmadan önce umutlarını kesmişlerdi.
Şaban Piriş Meali Halbuki onlar yağmur yağmadan önce suskunluk içinde idiler.
Ümit Şimşek Meali Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur inmesinden iyice ümit kesmişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler.
M. Pickthall (English) Though before that, even before it was sent down upon them, they were in despair.
Yusuf Ali (English) Even though, before they received (the rain) - just before this - they were dumb with despair!

İslam Vakti Mobil Uygulamaları