Muzzemmil Suresi 11. Ayet


Arapça

وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا


Türkçe Okunuşu

Ve zernî vel mukezzibîne ulîn na’meti ve mehhilhum kalîlâ(kalîlen).


Kelimeler

ve zer-nî ve bana bırak
ve el mukezzibîne ve yalanlayanlar
ulî sahip
en na'meti ni'met
ve mehil-hum ve onlara mehil ver, mühlet ver, süre tanı
kalîlen az

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Kur’an’ın hüküm ve haberlerini) Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini Sen Bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve bana bırak nimet sahibi olan yalanlayanları ve az bir zaman mühlet ver onlara.
Abdullah Parlıyan Meali Varlık ve bereket içinde yüzen hakkı yalanlayanları bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
Ahmet Tekin Meali Senin peygamberliğini ve Kur'ân'ı yalanlayan güç ve servet sahiplerini bana bırak. Onlara az bir mehil ver.
Ahmet Varol Meali Varlık sahibi yalanlayıcıları sen bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Ali Bulaç Meali Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini sen bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Ali Fikri Yavuz Meali (Ey Rasûlüm, seni) inkâr eden o refah sahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver; (yakında Bedir savaşında ve kıyamette onların cezasını vereceğim).
Bahaeddin Sağlam Meali Nimet içinde boğulan o yalanlayıcıları Bana bırak. Onlara az bir mühlet tanı.
Bayraktar Bayraklı Meali Nimet içinde yüzen o yalancıları/kâfirleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver!
Cemal Külünkoğlu Meali (Ey Resulüm!) Nimet içerisinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara az bir süre tanı!
Diyanet İşleri Meali (Eski) Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Diyanet Vakfı Meali Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Edip Yüksel Meali Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları bana bırak; onlara biraz süre tanı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz
Hasan Basri Çantay Meali Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Hayrat Neşriyat Meali Refah sâhibi (varlıklı) o yalancıları ise, bana bırak ve onlara biraz mühlet ver!
İlyas Yorulmaz Meali Beni ve nimet sahibi yalancıları başbaşa bırak ve onlara biraz zaman tanı.
Kadri Çelik Meali Yalanlamakta olan nimet sahiplerini sen bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Mahmut Kısa Meali Nîmet ve servet içinde yüzdükleri hâlde, bu nîmetleri kendilerine bahşeden Yaratıcının mesajını reddeden o inkârcıları Bana bırak; çünkü onların hakkından bizzat Ben geleceğim! Sen de tebliğ ve uyarının apaçık ve eksiksiz bir şekilde yerine getirileceği ve —dünyada veya âhirette— azap hükmümüzün gerçekleşeceği ana kadar sabret; onlara biraz daha süre tanı. Çünkü onlar, bu dünyada nîmet ve belâlarla imtihâna tâbi tutulacaklar.
Mehmet Türk Meali O yalanlayıcı ve zevkine düşkün kim-seleri Bana bırak ve onlara biraz süre tanı.
Muhammed Esed Meali Ve nimet içinde oldukları halde [Allah'tan geldiğini umursamadan] hakikati yalanlayanları Bana bırak; 6 onlara bir süre daha dayan:
Mustafa İslamoğlu Meali ve Bana bırak refah içinde yüzdükleri halde yalanlayanları;[5384] onlara az bir süre daha tanı![5385]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve o nîmet sahipleri olan mükezzipleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Suat Yıldırım Meali Nimet ve devlet içinde yüzen, hak dini yalan sayanları, sen Bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Süleyman Ateş Meali Beni ve o ni'met sahibi yalanlayıcıları yalnız bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Süleymaniye Vakfı Meali O varlıklı yalancıları Bana bırak; onlara biraz süre ver!
Şaban Piriş Meali Varlıklı olup da yalanlayanı bana bırak. Onlara biraz süre tanı.
Ümit Şimşek Meali Nimetler içinde yüzen yalanlayıcılara biraz süre tanı ve onları Bana bırak.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak! Birazcık süre tanı onlara.
M. Pickthall (English) Leave Me to deal with the deniers, lords of ease and comfort (in this life); and do thou respite them awhile.
Yusuf Ali (English) And leave Me (alone to deal with) those in possession of the good things of life,(5761) who (yet) deny the Truth; and bear with them for a little while.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları