A'lâ Suresi 9. Ayet


Arapça

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَى


Türkçe Okunuşu

Fe zekkir in nefeatiz zikrâ.


Kelimeler

fe o zaman, böylece
zekkir zikret, hatırlat, uyar
in eğer
nefeati fayda verdi
ez zikrâ zikir, hatırlama

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.
Abdullah Parlıyan Meali O halde gerçekleri başkalarına hatırlat. Bu hatırlatma ister fayda veriyor görünsün ister görünmesin.
Ahmet Tekin Meali Öğüt, uyarı fayda verdiği sürece, Kuran ile insanlara öğüt vermeye, tebliğe devam et.
Ahmet Varol Meali Şu halde eğer öğüt fayda verecekse öğüt ver.
Ali Bulaç Meali Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'
Ali Fikri Yavuz Meali O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur'an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap).
Bahaeddin Sağlam Meali Hatırlatma fayda verecekse, sen (o vahiyleri) hatırlat.
Bayraktar Bayraklı Meali 8,9. Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.
Cemal Külünkoğlu Meali O halde, eğer öğüt fayda verirse öğüt ver!
Diyanet İşleri Meali (Eski) Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
Diyanet Vakfı Meali 8, 9. Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.
Edip Yüksel Meali Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.
Elmalılı Meali (Orjinal) Onun için öğüd ver: öğüd fâide verirse
Hasan Basri Çantay Meali O halde eğer öğüd fâide verirse (durma) öğüd ver.
Hayrat Neşriyat Meali O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!
İlyas Yorulmaz Meali Eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
Kadri Çelik Meali O halde hatırlat, eğer hatırlatma bir yarar sağlayacaksa.
Mahmut Kısa Meali Öyleyse, öğüt faydalı olacaksa, öğüt ver! Hakikati bütün delilleriyle ortaya koyduğun hâlde, seni dinlemeyen ortaya konan bunca delilleri düşünmeyen kibirli ve inatçı kimselere gelince, onlarla kısır tartışmalara girme; bunun yerine, bu çağrıya kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşıncaya dek, bıkıp usanmadan tebliğine devam et! O zaman göreceksin ki:
Mehmet Türk Meali Eğer öğüt vermenin (insanlara) bir fayda vereceğini görüyorsan, o zaman öğüt ver.1*
Muhammed Esed Meali O HALDE, [hakikati başkalarına] hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver[iyor görün]sün, [ister görünmesin]: 7
Mustafa İslamoğlu Meali Şu halde sen, -öğüt (sadece bazılarına) fayda verse de-[5687] hep (fıtratlara nakşolan Allah’ı) hatırlat;[5688]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse.
Suat Yıldırım Meali O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!
Süleyman Ateş Meali O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.
Süleymaniye Vakfı Meali Bilgi[*] vermenin (Kur’an’ı anlatmanın) faydası olacaksa bilgi ver!*
Şaban Piriş Meali O halde, öğüt/uyarı fayda verecekse öğüt ver.
Ümit Şimşek Meali Sen öğüt ver—öğüt fayda verecekse.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!
M. Pickthall (English) Therefore remind (men), for of use is the reminder.
Yusuf Ali (English) Therefore give admonition in case the admonition(6088) profits (the hearer).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları