Şûra Suresi 42. Ayet


Arapça

إِنَّمَا السَّبِيلُ عَلَى الَّذِينَ يَظْلِمُونَ النَّاسَ وَيَبْغُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ أُوْلَئِكَ لَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ


Türkçe Okunuşu

İnnemes sebîlu alellezîne yazlimûnen nâse ve yebgûne fîl ardı bi gayril hakk(hakkı), ulâike lehum azâbun elîm(elîmun).


Kelimeler

innemâ ancak, sadece
es sebîlu yol, vesile
alâ ellezîne onların üzerine
yazlimûne zulmediyorlar
en nâse insanlar
ve yebgûne ve azgınlık ediyorlar, zorbalık yapıyorlar
içinde, vardır
el ardı arz, yeryüzü
bi gayri el hakkı haksız yere
ulâike işte onlar
lehum onlarındır, onlar için vardır
azâbun bir azap
elîmun elîm, acıklı

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ancak insanlara zulüm yapan, yeryüzünde (ülkesinde ve bölgesinde) haksız yere (ve ahlâksız şekilde) bağiy’liğe kalkışıp (isyan ve anarşi çıkaran) ların aleyhine yol verilmiştir. (Bunların fitne ve fesadını önleyici tedbirlere müsaade edilmiştir) . İşte acıklı (ve caydırıcı) azap-ceza bunlar içindir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ancak halka zulmedenleri ve haksız yere, yeryüzünde azgınlıkta bulunanları suçlu saymaya yol var, onlaradır elemli azap.
Abdullah Parlıyan Meali Ceza ve sorumluluk ancak, insanlara haksızlık edip, yeryüzünde haksızlıkla azgınlıkta bulunanlaradır. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap vardır.
Ahmet Tekin Meali Ancak insanlara baskı, zulüm ve işkence edenlere, insanları Allah yolundan, Allah yolundaki faaliyetlerden alıkoyanlara yeryüzünde haksız yere gaddar davrananlara, kesinlikle dünyada hesap sorulur ve cezalandırılır. Onlar için can yakıp, inleten müthiş bir de azap vardır.
Ahmet Varol Meali Yol ancak insanlara zulmedenlerin ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlerin aleyhlerinedir. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç Meali Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere 'tecavüz ve haksızlıkta bulunanların' aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz Meali (Günaha dair) yol, ancak haksızlıkla yeryüzünde azgınlık ederek insanlara zulüm yapanlar üzerinedir. İşte onlara acıklı bir azab vardır.
Bahaeddin Sağlam Meali Asıl kınama yolu, insanlara zulmeden, yeryüzünde haksız yere azgınlık yapanlara karşı vardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Bayraktar Bayraklı Meali Ancak, insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte, acıklı azap bunlaradır.
Cemal Külünkoğlu Meali Ancak yol (sorumluluk ve ceza), insanları baskı altına alan ve yeryüzünde gaddarca davranarak her türlü haksızlığı yapanlar içindir. İşte onlar için şiddetli bir azap vardır. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İnsanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşı durulmalıdır. İşte, can yakıcı azap bunlaradır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için elem dolu bir azap vardır.
Diyanet Vakfı Meali Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.
Edip Yüksel Meali Ancak, halka zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere saldıranlara karşı durulmalıdır. Onlara acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Yol ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler aleyhinedir. İşte onlar için acı bir azap vardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Yol ancak haksızlıkla Yer yüzünde bagy ederek nasa zulm eyliyenler üzerinedir, işte onlara elîm bir azâb vardır
Hasan Basri Çantay Meali O yol ancak insanlara zulüm etmekde, yer (yüzün) de haksız olarak teğallübe kalkmakda olanlara karşıdır. İşte bunlar (yok mu?) bunların hakkı pek acıklı bir azâbdır.
Hayrat Neşriyat Meali O yol ancak, insanlara zulmedenlerin ve yeryüzünde haksız yere azgınlık edenlerinaleyhine vardır. İşte onlar yok mu, onlar için (pek) elemli bir azab vardır!
İlyas Yorulmaz Meali Ceza yolu ancak, insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere isyan edenlere vardır. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Kadri Çelik Meali Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlerin aleyhinedir. İşte bunlar için acıklı bir azap vardır.
Mahmut Kısa Meali Ceza ve kınamayı hak edenler, sadece insanlara zulmeden ve hak hukuk tanımayıp yeryüzünde bozgunculuk çıkaran kimselerdir. İşte onları, can yakıcı bir azap bekliyor!
Mehmet Türk Meali Cezâ, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde hakkın dışına çıkarak azgınlık edenleredir. Acıklı azap da onlar içindir.
Muhammed Esed Meali ancak [başka] insanları baskı altına alan ve yeryüzünde gaddarca davranarak her türlü haksızlığı yapanlar suç işlemişlerdir: onları şiddetli bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu Meali Sorumlu olanlar, sadece insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere güç kullanıp saldırganlık yapan kimselerdir: Onların hakkı elem verici bir azaptır.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Yol ancak o kimseler üzerinedir ki, nâsa zulmederler ve yerde haksız yere azgınlıkta bulunurlar. İşte onlar için pek acıklı bir azab vardır.
Suat Yıldırım Meali Sorumlu olanlar, ancak insanlara zulmedenler ve ülkede haksız yere başkalarının hukukuna saldıranlardır. İşte böylelerinin hakkı gayet acı bir azaptır.
Süleyman Ateş Meali Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azab vardır.
Süleymaniye Vakfı Meali Engel olunacaklar sadece, insanlara yanlış yapanlar ve orada haksız davranış peşinde olanlardır[*]. Onlar için acıklı bir azap vardır.*
Şaban Piriş Meali Yol ancak, insanlar zulmeden ve yeryüzünde haksız olarak tecavüzde bulunanlardır. İşte onlara acı bir azap vardır.
Ümit Şimşek Meali Suçlanacak olan, halka zulmeden ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapan kimsedir. İşte onlar için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Aleyhlerine yol aranacak olan şu kişilerdir ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlıklar sergilerler/saldırılarda bulunurlar. İşte böyleleri için acıklı bir azap vardır.
M. Pickthall (English) The way (of blame) is only against those who oppress mankind, and wrongfully rebel in the earth. For such there is a painful doom.
Yusuf Ali (English) The blame is only(4585) against those who oppress men and wrong-doing and insolently transgress beyond bounds through the land, defying right and justice: for such there will be a penalty grievous.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları