Nebe Suresi 30. Ayet


Arapça

فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا


Türkçe Okunuşu

Fe zûkû felen nezîdekum illâ azâbâ(azâben).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
zûkû tadın
fe o zaman, böylece
len nezîde-kum size artırmayacağız
illâ ancak, sadece
azâben azap

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Kâfirlere denilecek ki) Şimdi tadın (bakalım) . Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız;
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Artık tadın, ancak azabınızı arttırırız sizin.
Abdullah Parlıyan Meali Bunlara: “Artık azabı tadınız. Biz sizin azabınıza ancak azap katarız” denilecek.
Ahmet Tekin Meali “Şimdi tadın azâbınızı. Artık size azabı artırmaktan başka bir muamele yapmayacağız.
Ahmet Varol Meali "Şimdi tadın. Artık sizin azaptan başka bir şeyinizi artırmayacağız."
Ali Bulaç Meali Şimdi tadın. Size artık azabtan başkasını arttırmayacağız;
Ali Fikri Yavuz Meali (O kâfirlere şöyle denilir): Şimdi tadın, artık size azap artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.
Bahaeddin Sağlam Meali “Madem böyle yaptınız, artık azabınızı tadın! Biz size azaptan başka bir şey artırmayız” (diyeceğiz.)
Bayraktar Bayraklı Meali Onlara, “Azabı tadınız. Size azabımızı arttırmaktan başka bir şey yapmayacağız” denir.
Cemal Külünkoğlu Meali (O inkârcılara şöyle denilir:) “Şimdi tadın (bakalım azabı), artık size azap artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Şöyle deriz: "Artık tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız."*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.”
Diyanet Vakfı Meali Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.
Edip Yüksel Meali Öyleyse tadın, sizin sadece cezanızı arttıracağız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Onlara): "Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız" (denir).
Elmalılı Meali (Orjinal) Artık tatınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz
Hasan Basri Çantay Meali (Onlara şöyle denilir:) «İşte tadın (cezanızı)! Artık size azâb (ınız) ı artırmakdan başka bir şey yapmayacağız».
Hayrat Neşriyat Meali (Onlara o gün şöyle denilir:) “Şimdi tadın (cezânızı)! Artık size aslâ azabdan başka bir şey artırmayacağız!”
İlyas Yorulmaz Meali Yalnızca şiddetini artırdığımız azabı tadın.
Kadri Çelik Meali Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını artırmayacağız.
Mahmut Kısa Meali O gün onlara “Ey zâlimler!” diyeceğiz, “Madem inkârı tercih ettiniz, o hâlde işlediğiniz günahların acı meyvelerini şimdi tadın bakalım; artık, sizin azâbınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız!”
Mehmet Türk Meali (O gün onlara): “Haydi şimdi (cezanızı) çekin bakalım. Artık size, azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız.” (denilecek.)
Muhammed Esed Meali [Ve onlara şöyle diyeceğiz:] “O halde, [yaptığınız kötülüklerin meyvelerini] tadın, artık size şiddetli azaptan başka bir şey vermeyeceğiz!” 14
Mustafa İslamoğlu Meali Sonunda (onlara diyeceğiz ki): “(Büyüttüğünüz Cehennem ağacının meyvelerini) tadın; artık size tarifsiz bir mahrumiyetten başka bir şey artırmayacağız.”[5533]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık tadınız, imdi size azaptan başkasını artırmayacağız.
Suat Yıldırım Meali Onun için onlara şöyle diyeceğiz: Yaptığınız kötülüklerin meyvelerini tadın! Artık Bizden sizin azabınızı artırmaktan başka bir şey beklemeyin.
Süleyman Ateş Meali Şimdi tadın (yaptıklarınızın tadını), artık size azabdan başka bir şey artırmayacağız!
Süleymaniye Vakfı Meali Tadın bakalım; size daha ne azaplar tattıracağız!
Şaban Piriş Meali -İşte, tadına bakın, size azaptan başka bir şey artırmayacağız.
Ümit Şimşek Meali İşte, tadın; size azaptan başka birşey arttırmayız.
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Hadi, tadıverin! Size azaptan başka bir şey asla artırmayacağız."
M. Pickthall (English) So taste (of that which ye have earned). No increase do We give you save of torment.
Yusuf Ali (English) "So taste ye (the fruits of your deeds); for no increase(5903) shall We grant you, except in Punishment."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları