Hûd Suresi 116. Ayet


Arapça

فَلَوْلاَ كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُوْلُواْ بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الأَرْضِ إِلاَّ قَلِيلاً مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُواْ مَا أُتْرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجْرِمِينَ


Türkçe Okunuşu

Fe lev lâ kâne minel kurûni min kablikum ûlû bakıyyetin yenhevne anil fesâdi fil ardı illâ kalîlen mimmen enceynâ minhum, vettebeallezîne zalemû mâ utrifû fîhi ve kânû mucrimîn(mucrimîne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
lev lâ kâne olmaz mıydı, olmasaydı
min el kurûni nesillerden (asırlardan)
min kabli-kum sizden önce
ûlû bakıyyetin bakiye sahipleri (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma'rufla emredenler)
yenhevne nehyederler, yasaklar, men ederler
an el fesâdi fesat(lar)dan
fi el ardı yeryüzünde
illâ kalîlen çok azı hariç
mimmen (min men) enceynâ kurtardıklarımızdan
min-hum onlardan
vettebea (ve ittebea) ve tâbî oldular
ellezîne zalemû zulmedenler
mâ utrifû (teref) şımartıldıkları şeyler (mal, mülk) (şımarıklık, ni'met ve bolluk içinde olup şımarmak)
fî-hi onun hakkında, onun içinde, onda
ve kânû ve oldular
mucrimîne mücrim, günahkâr ve suçlu olan kimseler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Bugün de) Sizden önceki dönemlerde de; yeryüzünde fesat çıkarmak isteyenlere mâni olacak gayret sahipleri bulunmalı değil miydi? Fakat onlar arasında kendilerine necat (ve fazilet) verdiğimiz çok az kimse (böyle hareket etmektedir.) İşte bu zalimler, kendilerine verilen servet ve nimetlerin peşine düşüp şımardılar... (Maalesef akıl ve ilim erbabı kimseler de bunların fısku fesadına mâni olmadılar ve hep birlikte battılar.) Onlar mücrim olmuş (suçlu ve sapkın) insanlardı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sizden önceki çağlarda, halkı, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrak ve ibadet ehli bir bölük halk bulunsaydı ne olurdu; halbuki içlerinden kurtardıklarımız pek azdı ve zulmedenler, yalnız kendilerine verilmiş olan devlete uydular ve suçlu oldular.
Abdullah Parlıyan Meali Sizden önceki nesillerden, akıl ve idrak sahibi kimselerin, yeryüzünde insanları bozgunculuk yapmaktan engellemeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Varoluş gayesine aykırı davrananlar ise, kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar da, günaha gömülüp gittiler.
Ahmet Tekin Meali Sizden önceki asırlarda yaşayan nesiller içinden, akıllı, ileri görüşlü, dindar fazilet sahipleri, akıllarını kullanarak yeryüzünde insanları bozgunculuktan, yozlaşmaktan, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yapmaktan vazgeçirmeye çalışsalardı, ne iyi olurdu. Ancak, onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. İsyan ile, inkâr ile, baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, haksızlık eden zâlimler ise, kendilerine verilen servetin, eğlencenin, şımartıldıkları refahın peşine düştüler. Onlar zaten İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr idiler.
Ahmet Varol Meali Sizden önceki nesillerden, yeryüzünde fesattan alıkoyan fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan kendilerini kurtardığımız çok azı dışında bunu yapan olmadı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine takıldılar ve suçlu kimseler oldular.
Ali Bulaç Meali Sizden önceki nesillerden -kurtardığımızdan pek azı dışındayeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.
Ali Fikri Yavuz Meali Şimdi, sizden önceki devirlerden geri kalan akıl sahipleri, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) alıkoysalardı ya! Fakat onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz kimseler pek azdır. Zulüm yapanlar ise, kendilerine verilen refahın (lüks saltanatının) ardına düştüler ve hep mücrim, günahkâr oldular.
Bahaeddin Sağlam Meali Sizden önce gelip geçen, mal ve mülk sahibi olan o çağların hiçbiri neden yeryüzündeki bozgunculuğu engellemedi? Yalnız oralardan kurtardığımız çok az bir grup engellemeye çalıştılarsa da zulmedenler kendilerine verilen refahın peşine düştüler ve suçlulardan oldular.
Bayraktar Bayraklı Meali Fakat ne yazık ki, sizden önceki kuşaklar arasından yeryüzünde bozgunculuktan alıkoyacak akıl ve iz‘ân sahibi erdemli insanlar çıkmadı. Fakat onlardan az bir kısmını kurtardık. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
Cemal Külünkoğlu Meali Sizden önceki nesillerde yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler bulunmalı değil miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri, yeryüzünde bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Kendilerine verilen nimete karşı haksızlık edenlere uyanlar ise suçlu oldular.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.
Diyanet Vakfı Meali Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları)  bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar).  Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
Edip Yüksel Meali Sizden önceki nesillerin erdem sahibi olanları, yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardığımız az kişi hariç... Zalimler ise, kendilerine verilen refaha dalıp şımardılar; böylece suçlulara katıldılar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sizden önceki devirlerden bakıyye sahipleri (kitap ehli) yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı ne iyi olurdu. Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. O zulmedenler ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler ve hepsi de suçlu oldular.
Elmalılı Meali (Orjinal) Şimdi sizden evvelki karnlardan bakıyye sahipleri Yer yüzünde fesaddan nehyeder olsalardı; lâkin onlardan necata irdirdiğimiz pek az kimselerden başka yok, o zulmetmekte bulunanlar ise şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve hep mücrim oldular
Hasan Basri Çantay Meali Sizden önceki devirlerde (insanları) yer yüzünde fesâd (çıkarmak) dan vaz geçirmiye çalışacak (bu suretle onları helâkden kurtaracak) fazilet saahibleri bulunmalı değil miydi? (O devirlerin insanları) içinden (vazifelerini yapdıkları için) kurtardığımız (kimseler) ancak (pek) azdır. Zaalim olanlar ise yalınız kendilerine verilen (dünyevî) refahın ardına düşdüler, günahkâr insanlardı onlar.
Hayrat Neşriyat Meali Hâlbuki sizden önceki (helâk ettiğimiz) nesiller içinde, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) men' eden fazîletli kimseler bulunmalı değil miydi? Onlardan, kurtardığımız pek az kimse müstesnâ (içlerinde fazîletli insanlar yoktu). Zulmedenler ise, içinde şımartıldıklarının (o sayısız ni'metlerin) peşine düştü ve günahkâr kimseler oldular.
İlyas Yorulmaz Meali Sizden önceki nesiller içerisinde, bizim kurtardıklarımızdan pek azı haricinde, aklı başında olanlarda dahil olmak üzere, yeryüzünde karışıklık çıkarmayı yasaklamaları gerekirken, zulmedip haksızlık yapanlar, günahkar ve suçlu bir davranışla, kendilerini refaha ve rahat bir hayata götürecek imkanların peşlerine düştüler.
Kadri Çelik Meali Sizden önceki kuşaklardan, (iyiliği emrettikleri ve kötülükten sakındırdıkları için) kendilerinden kurtardığımız pek az kimse dışında, yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde refaha erdikleri şeyin peşine düştüler ve onlar zaten hep suçlu kimseler idiler.
Mahmut Kısa Meali Sizden önceki nesillerden akıllı ve erdemli kişilerin,zâlimlere karşı ortak bir cephede birleşerek yeryüzünde ahlâkî yozlaşmayı, bozgunculuğu ve fesadı engellemek için çaba göstermeleri gerekmez miydi? Fakat ne yazık ki, bunu yapmadılar. Ancak içlerinden, mücâdeleden asla yılmadıkları için kurtuluşa erdirdiğimiz birkaç küçük topluluk bu görevi hakkıyla yerine getirdi. Zâlimlere gelince, onlar daimtihân amacıyla kendilerine bahşedilen refah ve zenginliğin peşine takıldılar; böylece hem kendilerine, hem insanlığa, hem de Rab’lerine karşısuç işlemiş oldular. Ve bu yüzden azâbı hak ettiler. Bu âkıbet, onların kendi tercihleriydi:
Mehmet Türk Meali Sizden önceki toplumlardan yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler, bulunsa olmaz mıydı? (Ama öyle olmadı) onlardan Bizim kurtardığımız pek azı dışında, zâlimlerin tamamı, şımardılar ve günâhkâr oldular.
Muhammed Esed Meali FAKAT, NE YAZIK Kİ, [yok ettiğimiz] sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -[doğru yolu izledikleri i-çin] kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl/iz‘ân ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. 146 Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp 147 günaha gömülüp gittiler.
Mustafa İslamoğlu Meali KEŞKE çıksaydı, ama ne yazık ki[1813] sizden önceki nesiller arasından, kendilerini kurtardığımız bir azınlık dışında, yeryüzünde toplumsal çürümeye karşı direnen servet sahibi kimseler çıkmadı.[1814] Zulme eğilimli çoğunluksa, ayartıcı dünyevi zevklerin peşine takıldılar ve günaha gömülüp gittiler.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sizden evvelki asırlarda yeryüzünde fesattan nehyeder bir kısım fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Ancak onlardan necâta erdirdiğimiz bir azı müstesna, ve o zulmedenler ise kendilerinin içinde bulundukları refaha (dünya varlığına) uydular ve günahkâr kimseler oldular.
Suat Yıldırım Meali Sizden önceki nesillerde, dünyada fesat ve düzensizliği menedecek, böylece onları helâk olmaktan koruyacak idrâk ve fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onların içinden görevlerini yaptıklarından ötürü kurtardığımız az kimse var. Zalimler ise içinde bulundukları refahın ardına düştüler. Doğrusu onlar suçlu kimselerdi. *
Süleyman Ateş Meali Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan men'etmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar.
Süleymaniye Vakfı Meali Sizden önceki dönemlerde birikimi[*] olanlar o yerlerdeki bozulmaya karşı çıksalardı olmaz mıydı? Kendilerini kurtardığımız az kimse dışında bunu yapan olmadı. Yanlış yapanlar, şımartıldıkları şeyin arkasını bırakmadı ve günahkârlar haline geldiler.*
Şaban Piriş Meali Sizden önceki devirlerde yeryüzünde fesattan vazgeçirmeye çalışacak fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan sadece çok azını kurtardık. Fakat zalimler kendilerine verilen nimetlerle azdılar. Günahkar oldular.
Ümit Şimşek Meali Keşke sizden önceki nesillerden, yeryüzünde bozgunculuğun önüne geçecek söz sahibi insanlar olsaydı! Lâkin, onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz pek azı bunu yaptı. Zulmedenler ise daldıkları refahın peşine düştüler de mücrim olup çıktılar.(24)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Sizden önceki kuşakların söz ve eser sahibi olanları, yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler.
M. Pickthall (English) If only there had been among the generations before you men possessing a remnant (of good sense ) to warn (their people) from corruption in the earth, as did a few of those whom We saved from them! The wrong doers followed that by which they were made sapless, and were guilty.
Yusuf Ali (English) Why were there not, among the generations before you, persons possessed of balanced(1619) good sense, prohibiting (men) from mischief in the earth - except a few among them whom We saved (from harm)?(1620) But the wrong-doers pursued the enjoyment of the good things of life which were given them, and persisted in sin.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları