Hûd Suresi 58. Ayet


Arapça

وَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا نَجَّيْنَا هُودًا وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَنَجَّيْنَاهُم مِّنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ


Türkçe Okunuşu

Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ hûden vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ, ve necceynâhum min azâbin galîz(galîzin).


Kelimeler

ve lemmâ ve olduğu zaman
câe emru-nâ emrimiz geldi
necceynâ biz kurtardık
hûden yahudi
ve ellezîne ve o kimseler, onlar
âmenû îmân ettiler
mea-hu onun yanında
bi rahmetin rahmet ile
min-nâ bizden
ve necceynâ-hum ve onları kurtardık
min azâbin azaptan
galîzin çok şiddetli, ağır

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Nihayet (mü’minlere zafer, zalimlere hezimet) emrimiz(in vakti) gelince, tarafımızdan bir rahmet (ve inayetle), Hud’u ve onunla beraber iman eden (grubu) kurtardık. (Böylece) Onları ağır bir azaptan (şiddetli sıkıntılardan ve dehşetli baskılardan) çekip çıkardık (izzete ve devlete ulaştırdık).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Emrimiz gelince Hud'u ve onunla beraber bulunan inanmış kişileri, bizden bir rahmet olarak kurtardık ve onlara ağır bir azaptan necat verdik.
Abdullah Parlıyan Meali Azap emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber inanmış olanları, kendi tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; ve böylece onları, ahiretteki ağır ve zorlu azaptan da kurtarmış olduk.
Ahmet Tekin Meali Planımız, azâbımız gerçekleştirilirken, Hûd'u ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir cezadan kurtarmış olduk.
Ahmet Varol Meali Emrimiz gelince Hud'u ve beraberindeki iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. Onları kaskatı bir azaptan koruduk.
Ali Bulaç Meali Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hud'u ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık. Onları şiddetli-ağır bir azabtan kurtardık.
Ali Fikri Yavuz Meali Helâk emrimiz gelince, bizden bir rahmet olarak Hûd'u ve beraberindeki müminleri kurtardık; hem onları çok ağır bir azabdan kurtardık.
Bahaeddin Sağlam Meali Azap emrimiz geldiğinde Hûd ve onunla beraber inananları, Biz’den bir rahmet ile kurtardık. Onları, (kavmi tarafından onlara reva görülen) kaba bir azaptan da kurtardık.
Bayraktar Bayraklı Meali Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik.
Cemal Külünkoğlu Meali Ve böylece, hükmümüz vaki olunca, Hud'u ve onunla aynı inancı paylaşanları katımızdan bir koruma lütfuyla kurtardık; ayrıca kendilerini (ahiretteki) ağır ve zorlu azaptan (da) koruduk.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Buyruğumuz gelince, Hud'u ve beraberindeki inananları, rahmetimizle kurtardık. Onları çetin bir azabdan koruduk.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Helâk emrimiz gelince, Hûd’u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık.
Diyanet Vakfı Meali Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik.
Edip Yüksel Meali Emrimiz gelince Hud'u ve beraberindeki inananları bizden bir rahmetle kurtardık. Onları dehşetli bir azaptan kurtardık.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ne zaman ki emrimiz geldi, Hud'u ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, ayrıca onları çok ağır bir azaptan da kurtardık.
Elmalılı Meali (Orjinal) Vaktâ ki emrimiz geldi, Hûdu ve maıyyetinde iyman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, hem onları galîz bir azâbdan kurtardık
Hasan Basri Çantay Meali Vaktaki (azâb) emrimiz geldi. Hûd'ü de, maiyyetindeki mü'minleri de, bizden bir rahmet olarak, selâmete erdirdik, onları ağır azâbdan kurtardık.
Hayrat Neşriyat Meali Nihâyet emrimiz gelince, Hûd'u ve berâberindeki îmân edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtuluşa erdirdik ve onları şiddetli bir azabdan kurtardık.
İlyas Yorulmaz Meali Azap emrimiz onlara geldiği zaman, bizden onlara bir rahmet olarak, Hud'u ve onunla birlikte iman edenleri, çok şiddetli bir azaptan kurtardık.
Kadri Çelik Meali Buyruğumuz gelince, Hûd'u ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık ve onları çok ağır bir azaptan koruduk.
Mahmut Kısa Meali Ve nihâyet azap emrimiz gelince zâlimleri helâk ettik; Hûd’u ve beraberindeki müminleri ise, lütuf ve merhametimiz sayesinde kurtuluşa erdirdik ve kendilerini, âhiretteki şiddetli azaptan da kurtardık.
Mehmet Türk Meali (Helâk) emrimiz gelince, Hûd’u ve onunla birlikte îman edenleri katımızdan bir rahmetle (helâkten) kurtardık.1 (Hatta) onları çok daha şiddetli (olan âhiret) azabından da kurtardık.*
Muhammed Esed Meali Ve böylece, hükmümüz vaki olunca, 83 Hûd'u ve o'nunla aynı inancı paylaşanları katımızdan bir koruma lütfuyla kurtardık; kendilerini [ahiretteki] ağır ve zorlu azaptan (da) kurtardık. 84
Mustafa İslamoğlu Meali Ve (cezalandırma) talimatımız geldiğinde, Hûd’u ve inançlarıyla onun yanında yer alanları katımızdan bir rahmetle kurtardık;[1753] dahası onları (âhiretin) ağır ve berbat azabından halas ettik.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki emrimiz geldi. Hûd'u ve O'nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet ile kurtardık ve onları kaba bir azaptan da hâlâs ettik.
Suat Yıldırım Meali Azaba dair emrimiz gelince Hûd ve beraberinde olan müminleri, tarafımızdan bir rahmet eseri olarak kurtardık, onları pek ağır bir azaptan selâmete çıkardık. *
Süleyman Ateş Meali Emrimiz gelince Hud'u ve onunla beraber inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık; onları katı bir azabdan kurtardık.
Süleymaniye Vakfı Meali Emrimiz gelince Hud’u ve onunla birlikte olan müminleri, bizden bir ikram olarak kurtardık. Evet, onları ağır bir azaptan kurtardık.
Şaban Piriş Meali Emrimiz gelince Hûd'u ve yanındaki müminleri rahmetimizle kurtardık. Onları çetin bir azaptan koruduk.
Ümit Şimşek Meali Emrimiz geldiğinde, Hud'u ve beraberindeki iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları kıyamet gününde ağır bir azaptan da kurtardık.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla birlikte iman etmiş olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Biz onları çok ağır bir azaptan kurtardık.
M. Pickthall (English) And when Our commandment came to pass We saved Hud and those who believed with him by a mercy from Us; We saved them from a harsh doom.
Yusuf Ali (English) So when Our decree issued, We saved Hud and those who believed with him, by (special) Grace(1554) from Ourselves: We saved them from a severe penalty.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları