Âli İmrân Suresi 128. Ayet


Arapça

لَيْسَ لَكَ مِنَ الأَمْرِ شَيْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذَّبَهُمْ فَإِنَّهُمْ ظَالِمُونَ


Türkçe Okunuşu

Leyse leke minel emri şey’un ev yetûbe aleyhim ev yuazzibehum fe innehum zâlimûn(zâlimûne).


Kelimeler

leyse leke senin için yoktur, değildir, olmadı
min el emri emirden, işten
şey'un bir şey
ev yetûbe aleyhim veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder
ev yuazzibe-hum veya onları azap eder
fe inne-hum oysa onlar, muhakkak
zâlimûne zalimler, haksızlık edenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm! Allah'ın) Onların (bazılarının) tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azap vermesi işinden Sana bir şey (sorumluluk ve görev) verilmiş değildir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Senin bu işle ilgin yok bile; o, dilerse tövbelerini kabul eder, dilerse zalim olduklarından dolayı onları azaplandırır.
Abdullah Parlıyan Meali Kullarımın işinden hiçbir şey sana ait değildir ey peygamber! Allah ya onların tevbesini kabul eder, yahud onları varlık sebebine aykırı davrandıkları için azab eder.
Ahmet Tekin Meali Onlara yapılacak muameleden dolayı seni ilgilendiren bir konu yok. Allah ya onların tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişlerini kabul eder, yahut onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler.*
Ahmet Varol Meali Senin elinde bir şey yoktur. Allah dilerse onların tevbelerini kabul eder dilerse de zalim olmalarından dolayı kendilerine azab eder.*
Ali Bulaç Meali (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.
Ali Fikri Yavuz Meali Senin elinde (onları cezalandırmak veya affetmek hususunda) bir şey yok. Allahı, ya onların tevbesini kabul eder, yahut onları zâlim bulundukları için azâblandırır.
Bahaeddin Sağlam Meali Onları idare etmek veya Allah’ın onların tevbesini kabul etmesi veya zalim oldukları için onları azaplandırması senin elinde değildir.
Bayraktar Bayraklı Meali Senin bu hususta yapacağın bir şey yok. Allah onları ya bağışlayacak, yahut cezalandıracaktır; çünkü onlar gerçekten zâlimlerdir.
Cemal Külünkoğlu Meali (İnkârcıları cezalandırmak ya da affetmek) konusunda senin yapabileceğin bir şey yok. Allah ya onların tevbelerini kabul eder ya da haddi aşmaları yüzünden onları azaba çarptırır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Allah'ın, onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder.
Diyanet Vakfı Meali 127, 128. Allah, kâfirlerden bir kısmının kökünü kessin veya onları perişan etsin, böylece bozulmuş bir halde dönüp gitsinler -ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur- yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler.  *
Edip Yüksel Meali Tevbelerini kabul etmesi veya işledikleri zulümden dolayı onları azaplandırması seni ilgilendirmez.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder.
Elmalılı Meali (Orjinal) senin elinde emirden bir şey yok, yahud onlara tevbe ettirsin ve yahud onlara tevbe ettirsin ve yahud azâb etsin çünkü onlar zalimdirler
Hasan Basri Çantay Meali (Kullarımın) iş (in) den hiç bir şey sana âid değildir. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onları, kendileri zâlim (kimse) ler oldukları için, azâblandırır.
Hayrat Neşriyat Meali (Ey Resûlüm!) Bu işte (îman veya inkârlarında) sana düşen bir şey yoktur; ya(îmâna gelirler de Allah) onların tevbelerini kabûl eder veya (küfürde ısrarlarından dolayı)onlara azâb eder; çünki doğrusu onlar zâlimlerdir.
İlyas Yorulmaz Meali Onlara azap etmekten vazgeçmesi veya onlara azap etmesi kararına, senin hiçbir müdahalen olamaz, çünkü onlar zalimlerdir.
Kadri Çelik Meali Allah'ın, onların tevbelerini kabul etmesi veya azap vermesi hususunda senin yapabileceğin bir şey yoktur; şüphesiz onlar zalimlerdir.
Mahmut Kısa Meali Ey Muhammed! Uhud savaşında seni kanlar içinde bırakan düşmanlarını Allah neden oracıkta helâk etmedi diye düşünüyor, onların âkıbeti hakkında kendince hüküm yürütüyorsun. Oysa senin bu konuda karar verme yetkin yoktur; Allah ister tövbe etmelerine fırsat verip onları bağışlar, isterse de zâlim oldukları için onları cezalandırır. Öyle ki;
Mehmet Türk Meali Bu konuda senin (onlar hakkında) yapabileceğin hiç bir şey yoktur. Eğer Allah, dilerse onlara tevbe nasip eder, dilerse zalim olduklarından dolayı onları cezalandırır.
Muhammed Esed Meali Allah'ın onların tevbelerini kabul etmesine yahut onları cezalandırmasına karar vermek senin işin değildir [ey Peygamber,] çünkü onlar zalimlerin tâ kendileridir,
Mustafa İslamoğlu Meali İlâhî emrin gerçekleşmesine dair senin elinde hiçbir yetki yoktur; dolayısıyla onların tevbelerini kabule ya da onları cezalandırmaya karar vermek de (sana düşmez); çünkü onlar zalimdirler.[656]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Senin için emirden bir şey yoktur, ya onları tevbe ettirsin veya onları muazzeb kılsın, çünkü onlar zalim kimselerdir.
Suat Yıldırım Meali Bu hususta sana ait bir iş yoktur: Allah ister onlara tövbe nasib edip bağışlar, ister nefislerine zulmettikleri için onları cezalandırır. [13, 40; 28, 56]
Süleyman Ateş Meali O konuda senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tevbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azab eder.
Süleymaniye Vakfı Meali Bu konuda senin elinde bir şey yoktur; (kafirler ya dönüş yapar) Allah tevbelerini kabul eder veya yanlışlar içinde kaldıklarından dolayı onlara azap eder[*].*
Şaban Piriş Meali Senin bu hususta yapacak bir şeyin yoktur. Allah, ya onların tevbesini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir.
Ümit Şimşek Meali Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana birşey düşmez.(24)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali İş ve hüküm konusunda sana düşen bir şey yoktur. Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.
M. Pickthall (English) It is no concern at all of thee (Muhammad) whether He relent toward them or punish them; for they are evil doers.
Yusuf Ali (English) Not for thee, (but for Allah., is the decision: Whether He turn in mercy to them, or punish them; for they are indeed wrong-doers.(449)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları