Âli İmrân Suresi 188. Ayet


Arapça

لاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَفْرَحُونَ بِمَا أَتَواْ وَّيُحِبُّونَ أَن يُحْمَدُواْ بِمَا لَمْ يَفْعَلُواْ فَلاَ تَحْسَبَنَّهُمْ بِمَفَازَةٍ مِّنَ الْعَذَابِ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ


Türkçe Okunuşu

Lâ tahsebennellezîne yefrahûne bi mâ etev ve yuhıbbûne en yuhmedû bi mâ lem yef’alû fe lâ tahsebennehum bi mefâzetin minel azâb(azâbi), ve lehum azâbun elîm(elîmun).


Kelimeler

lâ tahsebe-enne sakın zannetme
ellezîne ki onlar
yefrahûne ferahlarlar, sevinirler, şımarırlar
bi mâ etev getirdikleri şey ile
ve yuhıbbûne ve severler
en yuhmedû övülmek, methedilmek
bi mâ lem yef'alû yapmadıkları şey ile
fe lâ tahsebe- enne-hum bu yüzden, artık sakın sanma ki onlar
bi mefâzetin kurtulacak yer
min el azâbi azaptan
ve lehum ve onlar için (vardır)
azâbun elîmun elîm bir azap

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Meydana) Getirdikleri (bazı sonuçlarla) sevinip gururla ferahlananları ve yapmadıkları (ve başaramadıkları) şeyler (ve sahip olmadıkları meziyet ve marifetler) nedeniyle övülüp (sahte kahraman gibi alkışlanmaktan) hoşlananları (kazançlı ve kıymetli) sayma (bu gibileri boşuna imrenip durma) ve onları azaptan (ve Allah’ın gazabından) kurtulmuş da sanma! Onlar için acı bir azap (ve alçaltıcı bir akıbet) vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sakın sanma yaptıklarıyla sevinenlerin, yapmadıkları işlerden dolayı övülmeyi arzulayanların azaptan kurtulacakları bir yer olabileceğini, sakın sanma onların azaptan kurtulacağını. Onlar içindir elemli bir azap.
Abdullah Parlıyan Meali Ettikleri kötülüklere sevinen ve yapmadıkları iyiliklerle övülmek isteyenlerin, davranışlarını doğru sanma, onların azaptan kurtulacaklarını da sanma, onlar için acıklı bir azap vardır.
Ahmet Tekin Meali Muhammed'in hak peygamber olduğunu gizleyerek, yalanlayarak, nifaklarıyla sevinen, İbrâhim dinine mensup olduklarını söyleyerek, hayata geçirmedikleri İbrâhim'in sünnetiyle övülmek isteyenlerin azaptan kurtulacaklarını sanma, evet sanma. Onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.*
Ahmet Varol Meali Kesinlikle şu yaptıklarına sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlanan kimselerin azaptan kurtulacaklarını zannetme. Onlar için acıklı bir azap vardır.*
Ali Bulaç Meali Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acı bir azap vardır.
Ali Fikri Yavuz Meali O ettikleri fenalıklara sevinen ve yapmadıkları şeyde (hakka bağlanmamak hususunda) övünmeyi seven kimseleri de sakın azâbdan kurtulmuş bir yerde sanma, onlar için çok acıklı bir azap vardır.
Bahaeddin Sağlam Meali Yaptıkları ile sevinen, yapmadıklarıyla övülmek isteyenlerin, azaptan kurtulacaklarını sanma! Onlar için elem verici bir azap vardır.
Bayraktar Bayraklı Meali Sanma ki bu şekilde başardıklarıyla övünen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananlar azaptan kurtulabilecekler. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Cemal Külünkoğlu Meali Sanma ki, bu şekilde başardıklarıyla övünen ve yapmadıkları ile övülmekten hoşlanan kişiler azaptan kurtulabilecekler. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma; elem verici azab onlaradır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Diyanet Vakfı Meali Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel Meali Sanma ki verdikleriyle gururlanan ve yapmadıkları şeylerden ötürü övülmeyi sevenler, evet sanma ki onlar azaptan kurtulacak. Onlara acıklı bir azap var
Elmalılı Hamdi Yazır Meali O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) o ettiklerine sevinen ve yaptıkları işle metholunmayı seven kimseleri de sakın azabdan âzâde sanma, hem onlara elîm bir azab var
Hasan Basri Çantay Meali Getirdikleriyle (etdikleri kötülüklerle) kıvanan, yapmadıkları ile de öğütmelerini arzu eden o kimseler (yok mu?) onların azâbdan kurtulacak (selâmet) bir yerde bulunacaklarını zinhar sanma, zinhar sanma. Onlara pek acıklı bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat Meali Sakın zannetme ki o yaptıklarıyla sevinen, yapmadıkları şeylerle de övülmeyi arzu edenler, evet, sakın onları sanma ki azabdan kurtulacaklar! Çünki onlar için (pek) acı bir azab vardır.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali (Fakirlere vermedikleri halde) Verdikleri şeylerle övünenleri ve yapmadıkları şeylerle başkaları tarafından övülmeyi sevenlerin, azaptan kurtulduklarını zannetme, onlar için acıklı bir azap vardır.
Kadri Çelik Meali Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmeyi sevenlerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma; (aksine) elem verici azap onlaradır.
Mahmut Kısa Meali Yaptığı bu utanç verici işlerle övünç duyan, fakat yapması gerektiği hâlde yapmadığı işlerle ve sahip olmadığı üstün ahlâkî niteliklerle övülmekten hoşlananların azaptan kurtulacaklarını sanma! Aksine, onlar için cehennemde can yakıcı bir azap vardır! Bu azaptan kurtulmak ve ilâhî nîmetlere kavuşmak isteyenler, şu hakîkate kulak vermelidirler:
Mehmet Türk Meali O yaptıklarıyla övünen ve yapmadıklarıyla da övülmek isteyenlerin, azaptan kurtulabileceklerini sanma ve sakın böyle bir zanna1 kapılma.2 Zîrâ onlar için (âhirette) acıklı bir azap vardır.*
Muhammed Esed Meali Sanma ki bu şekilde başardıklarıyla övünen ve yapmadıkları 145 ile övülmekten hoşlananlar azaptan kurtulabilecekler. Onları [ahirette] şiddetli bir azap beklemektedir.
Mustafa İslamoğlu Meali Sanma ki yaptıkları (bu tür) işlerle sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananlar, evet onlar, sanma ki[703] azaptan kurtulabilecekler:[704] Onların hakkı elem verici bir azaba mahkûm olmaktır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali O getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları ile de metholunmalarını arzu eden kimseleri sakın sanma, artık onları zannetme ki, onlar azabtan kurtulacakları bir yerde bulunacaklardır. Ve onlar için pek acıklı bir azab vardır.
Suat Yıldırım Meali Yaptıklarından ötürü sevinen, öbür taraftan yapmadıkları işlerden dolayı övülmek isteyen kimselerin sakın azaptan yakayı kurtaracaklarını sanma! Çünkü onlara o can yakıcı azap vardır. *
Süleyman Ateş Meali O ettiklerine sevinen, yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin, azabdan kurtulacaklarını sanma. Onlar için acı bir azab vardır.
Süleymaniye Vakfı Meali Yaptıklarıyla mutlu olan, yapmadıklarıyla övülmek isteyen bu kimselerin azaptan kurtulacaklarını düşünme[*]. Onların hak ettiği acıklı bir azaptır.*
Şaban Piriş Meali Sakın, yaptıkları (kötülüklerle) ferahlayan, yapmadıkları şeylerle övülmekten hoşlanan kimselerin azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlara acı bir azap vardır.
Ümit Şimşek Meali Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananları azaptan kurtulurlar sanma. Onlar için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali O ettikleriyle zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık, onları azaptan kurtulmuş da sanma. Korkunç bir azap vardır onlar için.
M. Pickthall (English) Think not that those who exult in what they have given, and love to be praised for what they have not done Think not, they are in safety from the doom. A painful doom is theirs.
Yusuf Ali (English) Think not that those who exult in what they have brought about, and love to be praised for what they have not done,-(496) think escape the penalty. For them is a penalty Grievous indeed.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları