Enbiyâ Suresi 3. Ayet


Arapça

لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ وَأَسَرُّواْ النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ هَلْ هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ أَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَأَنتُمْ تُبْصِرُونَ


Türkçe Okunuşu

Lâhiyeten kulûbuhum ve eserrûn necvellezîne zalemû hel hâzâ illâ beşerun mislukum, e fe te’tûnes sihre ve entum tubsırûn(tubsırûne).


Kelimeler

lâhiyeten önem vermeyerek
kulûbu-hum onların kalpleri
ve eserrû ve gizlediler, sır olarak sakladılar
en necvellezîne (necve ellezîne) fısıldaşırlar o kimseler
zalemû zulmettiler
hel hâzâ bu mu
illâ ancak, sadece
beşerun bir beşer, insan
mislu-kum sizin gibi
e
fe o zaman, böylece
te'tûne es sıhre sihre kapılıyorsunuz
ve entum ve siz
tubsırûne siz görüyorsunuz

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onların kalpleri (Hakk’tan ve sorumluluktan) ilgisizdir, (dünyalık) oyalanma ve eğlencededir. Zulmedenler kendi aralarında, gizlice (şöyle) fısıldaşıvermektedir: “Bu (elçi) benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre (aldatılıp) büyüye mi geleceksiniz?”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Kalpleri de oyuna dalmıştır da o zalimler, fısıltıyla konuşarak bu da sizin gibi bir insandan başka bir mahluk mu ki, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız derler.
Abdullah Parlıyan Meali Kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde, yaratılış maksadına aykırı davrananlar, birbirleriyle gizlice konuştukları şu düşünceyi saklıyorlar: “Bu peygamber, ancak sizin gibi bir insan değil mi? O halde siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”
Ahmet Tekin Meali Akılları, gönülleri, Kur'ân üzerinde düşünmekten, anlamaktan uzak, eğlencede. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faliyetleri engelleyenler, İslâm aleyhinde propagandaya devam eden zâlimler, haksız tepki duyanlar, hakkı tanımayanlar gerçek düşüncelerini saklayarak kulaktan kulağa fısıltı yayıyorlar: “ Bu Muhammed, sizin gibi bir insan olmaktan öte biri midir? Göz göre göre aklınızı etki altına alan büyüleyici bir söze mi kapılıyorsunuz?”*
Ahmet Varol Meali Kalpleri de eğlencededir. Zulmedenler: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Şimdi siz gözünüz göre göre sihre mi gideceksiniz?" diye aralarında gizlice konuşurlar.
Ali Bulaç Meali Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: 'Bu benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?'
Ali Fikri Yavuz Meali Kalbleri daima eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: “- Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre sihre mi gidiyorsunuz? (Sihir ve yalanı mı tasdik ediyorsunuz, sizin gibi bir insan hiç peygamber olur mu?)
Bahaeddin Sağlam Meali 2, 3. Rableri olan Allah’tan onlara ne zaman yeni bir mesaj gelse onlar mutlaka oynayarak, gönüllerini eğlendirerek o mesajı dinlerler. (Ciddi olarak dinlemezler.) O zalimler, gizlice aldıkları kararlarını açıkladılar(*): “Bu (Muhammed,) ancak sizin gibi bir insandır, göz göre göre büyüye mi katılacaksınız.”*
Bayraktar Bayraklı Meali Kalpleri başka şeylerle oyalanarak haksızlık edenler, aralarında fısıldaşarak, “Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Siz göre göre büyüyü mü kabul edip inanacaksınız?” derler.
Cemal Külünkoğlu Meali 2,3. Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir öğüt (ve ihtar) gelse, onlar bunu, hep alaya alırlar. (Hem de) kalpleri eğlenceye dalarak (dinlerler). Zulme sapanlar, (aralarında) gizlice şöyle fısıldaşırlar: “Bu Muhammed, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?” *
Diyanet İşleri Meali (Eski) 2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: "Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?" diye konuşurlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 2,3. Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
Diyanet Vakfı Meali 2, 3. Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
Edip Yüksel Meali Kalpleri pervasızdır. Zalimler gizlice birbirleriyle görüştüler: "Bu adam sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kalbleri hep eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: "Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız?"
Elmalılı Meali (Orjinal) Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihere mi gidiyorsunuz?
Hasan Basri Çantay Meali 2,3. Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?
Hayrat Neşriyat Meali 2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni nasîhati, ancak alaya alarak, onu kalbleri gaflet içinde dinlerler. Ve o zulmedenler, (aralarında) şu fısıldamaları gizli tuttular: “Bu(Muhammed), sâdece sizin gibi bir insan değil midir?(1) Şimdi siz, görüp dururken sihre mi geliyorsunuz?”*
İlyas Yorulmaz Meali Kalpleri, anlamsız şeylerle oyalanmakta ve zulmedenler kendi aralarında yaptıkları gizli toplantılarda “Bu da yalnızca sizin gibi bir insan, gözlerinizle gördüğünüz halde, onun yaptığı sihiri kabul edecek misiniz?” dediler.
Kadri Çelik Meali Kalpleri (ilahi hatırlatmayı, sadece dünyayla) oyalanırken (dinlemektedirler). Zulme sapanlar, gizlice fısıldaştılar (da şöyle dediler): “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyken, siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi yönelirsiniz?”
Mahmut Kısa Meali Çünkü para, makam ve şöhret gibi dünyalıkların hırsıyla yanıp tutuşan ve bencillik, kibir, inat ve haset duygularıyla dolup taşan kalpleri, hiçbir ahlâkî sınır tanımaya yanaşmadığı için tamamen zevk ve eğlenceye dalmıştır.İşte bu yüzdendir ki, hakîkati kabullenmeye bir türlü yanaşmayan bu zâlimler, Kur’an’ın kitlelerce benimsenmesini engellemek için, kendi aralarında gizlice fısıldaşarak dediler ki: “Okuduğu o büyüleyici sözlerle vicdanları sarsıp tüm benliğinizi derinden etkileyen bu adam, sizin gibi ölümlü bir insandan başka nedir ki? Şimdi siz, onun sözlerini dinleyip de, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız? Bize göre bu Kur’an, mutlaka büyü ürünü bir sözdür. Yoksa okuma yazma bile bilmeyen bir insanın böyle harikulade sözler söylemesi başka türlü izah edilemez.”
Mehmet Türk Meali Onların kalpleri oyun ve eğlencededir. O zâlimler: “Bu (Muhammed de) sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse siz, göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?” diye aralarında gizli gizli1 konuştular.*
Muhammed Esed Meali kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme [böylece] niyetli olanlar [birbirlerine şunu söylerken] gerçek düşüncelerini saklıyorlar: 3 “[Peygamber olduğunu söyleyen] bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?” 4
Mustafa İslamoğlu Meali Onların aklı fikri oyunda oynaştadır; üstelik bilinci altüst olan bu kimseler[2675] el altından şöyle fiskos yapıyorlar:[2676] “Bu da sizin gibi ölümlü bir insan değil mi? Şu halde siz, göz göre göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?”[2677]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Kalpleri gaflet içinde olarak (dinlemiş olurlar) ve zulmetmiş olanlar, pek gizlice fısıltıda bulunurlar da (derler ki) «Bu, sizin gibi bir beşerden başka değil, artık siz görür kimseler olduğunuz halde sihre mi geleceksiniz?»
Suat Yıldırım Meali 2, 3. Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: “O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani? ” [17, 48; 25, 9]
Süleyman Ateş Meali Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"
Süleymaniye Vakfı Meali Eğlenmeyi içten içe yaparlar. Yanlışa dalan bu kimseler aralarında gizlice fısıldaşarak derler ki “Bu da sizin gibi bir insandan başka nedir ki? Göz göre göre sihire mi[*] geliyorsunuz?”*
Şaban Piriş Meali Zalimler kalpleri gaflet içerisinde gizlice fısıldaşıyorlar:-Bu, (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka bir şey mi? Göz göre göre büyülenecek misiniz?
Ümit Şimşek Meali Kalpleri hep oyundadır. O zalimler gizlice fısıldaşarak dediler ki: “Bu da sizin gibi bir beşer değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!"
M. Pickthall (English) With hearts preoccupied. And they confer in secret The wrong doers say: Is this other than a mortal like you? Will ye then succumb to magic when ye see (it)?
Yusuf Ali (English) Their hearts toying as with trifles. The wrong-doers conceal(2664) their private counsels, (saying), "Is this (one) more than a man like yourselves? Will ye go to witchcraft with your eyes open?"(2665)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları