Enbiyâ Suresi 64. Ayet


Arapça

فَرَجَعُوا إِلَى أَنفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنتُمُ الظَّالِمُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe receû ilâ enfusihim fe kâlû innekum entumuz zâlimûn(zâlimûne).


Kelimeler

fe receû o zaman döndüler
ilâ enfusi-him onlar kendilerine
fe kâlû o zaman dediler
inne-kum hiç şüphesiz siz, muhakkak ki siz
entum sizi
ez zâlimûne zâlimler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Hz. İbrahim, cansız ve kendilerini korumaktan bile aciz putlara tapınmanın ahmaklık olduğunu hatırlatınca) Bunun üzerine (kavmi) kendi vicdanlarına (nefislerinin önyargısız manevi tartılarına) başvurdular da; “Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz) ” diyerek (kafaları dank etmeye başlamıştı).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Birbirlerine dönüp de gerçekten de zalimsiniz siz dediler.
Abdullah Parlıyan Meali Bunun üzerine birbirlerine veya vicdanlarına dönüp: “Doğrusu asıl zalim olan, yani yaratılış gayesi dışında yaşamak suretiyle yoldan çıkan biziz!” diyerek kendilerini suçlamış oldular.
Ahmet Tekin Meali Bunun üzerine akılları başlarına gelerek mantıklı düşündüler. Birbirlerine dönüp: “Siz, evet siz bu cansız putlara kulluk ve ibadet etmekle kendilerine haksızlık eden zâlimlersiniz” dediler.
Ahmet Varol Meali Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurarak: "Şüphesiz sizsiniz asıl zalimler, siz" dediler.
Ali Bulaç Meali Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; 'Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)' dediler.
Ali Fikri Yavuz Meali Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: “- Doğrusu siz haksızsınız.” dediler.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar kendilerine dönüp: “Şüphesiz siz, zulmettiniz”(*) dediler.*
Bayraktar Bayraklı Meali 64,65. Kendi kendilerine dönüp birbirlerine, “Doğrusu siz zâlimlerdensiniz” dedikten sonra, gönüllerindeki eski inançları depreşerek, “Ey İbrâhim! Sen bunların konuşmayacağını bilirsin” dediler.
Cemal Külünkoğlu Meali Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (içlerinden kendi kendilerine): “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 64,65. Kendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
Diyanet Vakfı Meali Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.  *
Edip Yüksel Meali Kendi vicdanlarına dönüp, kendi kendilerine şunu söylediler: "Gerçekten sizler haksızsınız."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: "Doğrusu siz haksızsınız."
Elmalılı Meali (Orjinal) Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız
Hasan Basri Çantay Meali Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»!
Hayrat Neşriyat Meali Bunun üzerine (orada bulunanlar) kendi vicdanlarına döndüler de (kendi kendilerine): “Gerçekten zâlim olanlar, ancak sizlersiniz” dediler.
İlyas Yorulmaz Meali Sonlar puta tapanlar kendi aralarında konuşmak için döndüler ve “Gerçekten siz (bu putlara kulluk etmekle) kendi kendinize haksızlık yapıyorsunuz” dediler.
Kadri Çelik Meali Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da (kendi kendilerine), “Şüphesiz zalim olanlar sizlersiniz” deyiverdiler.
Mahmut Kısa Meali Bu sözler, beyinlerinde şimşek gibi çaktı; bunun üzerine, bir an için vicdanlarının sesine kulak vererek, içlerinden, “Aslında İbrahim doğru söylüyor, bizim yaptığımız düpedüz saçmalık, bu âciz putlara tapmakla, asıl haksız durumda olan biziz!” dediler.
Mehmet Türk Meali Bunun üzerine birbirlerine döndüler ve: “(şu putları korumadığınız için) gerçek zâlim sizlersiniz.” dediler.1*
Muhammed Esed Meali Bunun üzerine birbirlerine dönüp: 61 “Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!” 62 dediler.
Mustafa İslamoğlu Meali Bunun üzerine kendi iç dünyalarına döndüler ve (kendi kendilerine) “Siz var ya, siz” dediler, “işte asıl haddini bilmezin ta kendisisiniz!”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bunun üzerine kendi nefislerine döndüler de dediler ki: «Siz şüphe yok ki, zalimlersiniz.»
Suat Yıldırım Meali Bunun üzerine vicdanlarına dönüp içlerinden: “Asıl zalim İbrâhim değil, bu âciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz! ” dediler. *
Süleyman Ateş Meali Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler.
Süleymaniye Vakfı Meali Bunun üzerine kendilerine geldiler de “Biz, gerçekten yanlış yoldayız[*]” dediler.*
Şaban Piriş Meali Bunun üzerine kendilerine gelip:-Siz, gerçekten haksızsınız dediler.
Ümit Şimşek Meali Vicdanlarının sesini dinlediklerinde, “Gerçekten zalim olan biziz” dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."
M. Pickthall (English) Then gathered they apart and said: Lo! ye yourselves are the wrong doers.
Yusuf Ali (English) So they turned to themselves and said, "Surely ye are the ones in the wrong!"(2721)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları