Hicr Suresi 12. Ayet


Arapça

كَذَلِكَ نَسْلُكُهُ فِي قُلُوبِ الْمُجْرِمِينَ


Türkçe Okunuşu

Kezâlike neslukuhu fî kulûbil mucrimîn(mucrimîne).


Kelimeler

kezâlike işte böylece, bunun gibi
nesluku-hu onu sokarız
fî kulûbi kalplerine
el mucrimîne mücrimler, suçlular

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali İşte böylece Biz onu (İlahi gerçekleri alay konusu edinme hastalığını), suçlu-günahkârların kalplerine sokuveririz.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Biz böylece, Kur'an'ı, yüreklerine kadar sokarız da.
Abdullah Parlıyan Meali Biz böylece alay edip inanmadıkları Kur'ân'ı, günaha gömülüp giden o alaycıların kalplerinin derinliklerine kadar sokarız da veya biz o alaycı tutumları, günaha gömülüp gidenlerin kalplerine kadar sokarız.
Ahmet Tekin Meali Alayı, inkârı, yalanlamayı, hidayeti, İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların akıllarına, kalplerine soktuğumuz gibi onun, Kur'ân'ın günahkârların kafalarında, kalplerinde yankı bulmadan geçip gitmesine de biz yol açarız.
Ahmet Varol Meali İşte onu suçluların kalplerine böyle sokarız.
Ali Bulaç Meali Böylece biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalblerine sokarız.
Ali Fikri Yavuz Meali Biz, o küfrü (istihzâyı) mücrimlerin kalblerine işte böyle geçiririz.
Bahaeddin Sağlam Meali Böylece Biz, o zikri, (kâfir olan) suçluların kalbine (gözüne) sokarız.
Bayraktar Bayraklı Meali Böylece biz de o alayı suçluların kalplerine sokarız.
Cemal Külünkoğlu Meali Böylece biz, onu (peygamberleri alaya alma huyunu) günahkârların (tutumlarına uygun olarak) kalplerine sokarız.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 12,13. Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Aynı şekilde (onların tutumlarına uygun olarak) biz onu suçluların kalbine sokarız.[296]*
Diyanet Vakfı Meali İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.
Edip Yüksel Meali İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz o küfrü suçluların kalbine işte böyle sokarız.
Elmalılı Meali (Orjinal) Biz ona mücrimlerin kalblerinde böyle bir sülûk veririz
Hasan Basri Çantay Meali Biz böylece o (istihzâyi) günahkârların kalblerine sokarız.
Hayrat Neşriyat Meali İşte böylece onu (o alayı, bir azâb olarak) günahkârların kalblerine sokarız.
İlyas Yorulmaz Meali Bizde bu özelliği, tüm günahkar inkarcıların kalplerine belirleyici özellik olarak koyduk.
Kadri Çelik Meali Böylece biz (özürleri kalmasın diye) onu (Kur'an'ı), suçluların kalplerine sokarız.
Mahmut Kısa Meali İşte böylece Biz onu, tavır ve davranışlarıyla kâfirliği hak eden suçluların kalplerine sokarız. Bundan dolayıdır ki:
Mehmet Türk Meali Böylece Biz de o (alaycılığı) günâhkâr (kâfirlerin) ahlâkı haline getiriyorduk.
Muhammed Esed Meali Biz [mesajımızdan yana] bu [alaycı tutumu], 12 işte böylece, o günaha gömülüp gitmiş kimselerin yüreklerine sokarız,
Mustafa İslamoğlu Meali Biz (vahyin, etki etmeden) günahkârların yüreklerinden geçip gitmesini işte böyle sağlarız;[2030]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali İşte böylece onu (o istihzâyı) günahkâr olanların kalplerine sokarız.
Suat Yıldırım Meali 12, 13. Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.
Süleyman Ateş Meali İşte biz o(Tanrı Zikri)ni suçluların kalblerine böyle sokarız.
Süleymaniye Vakfı Meali Hep böyle olur. Onu (Zikri) suçluların kalplerine[*] işleriz.*
Şaban Piriş Meali İşte biz onu suçluların kalplerine sokarız.
Ümit Şimşek Meali Alaycılığı o mücrimlerin kalplerine Biz böyle yerleştiririz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.
M. Pickthall (English) Thus do We make it traverse the hearts of the guilty:
Yusuf Ali (English) Even so do we let it creep into the hearts of the sinners -(1946)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları