Sâd Suresi 18. Ayet


Arapça

إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ


Türkçe Okunuşu

İnnâ sahharnel cibâle meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrâk(işrâkı).


Kelimeler

innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
sahharnâ biz musahhar kıldık, emre amade kıldık
el cibâle dağlar
mea-hu onun yanında
yusebbıhne tesbih ediyorlar
bi el aşiyyi akşamları
ve el işrâkı ve işrak vakti, güneşin ışımaya başladığı zaman

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Doğrusu Biz dağlara (ve madenlere Davut için) boyun eğdirdik, (ki bunlar) akşam ve sabah kendisiyle birlikte tesbih edip (Allah’ı anmaktalardı, demircilik ve maden işlemeciliği konusunda yardımcı olunmaktaydı).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Şüphe.yok ki biz, dağları ram etmiştik ona, akşam ve kuşluk çağlarında, onunla beraber Rabbi tenzih ederlerdi.
Abdullah Parlıyan Meali Ve bunun için her sabah ve akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken, dağlar da O'na eşlik ederlerdi.
Ahmet Tekin Meali Biz, güneş batarken ve güneş doğarken onunla birlikte tesbih eden, namaz kılan, ibadet eden dağları da, kurduğumuz düzene boyun eğdirdik.
Ahmet Varol Meali Biz dağları onun buyruğuna verdik; akşam ve sabah onunla tesbih ederlerdi.
Ali Bulaç Meali Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz Meali Gerçekten biz, dağları onun emrine bağlı kıldık da, akşamleyin ve kuşluk vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Bahaeddin Sağlam Meali Biz dağları ona musahahar kıldık. Sabah-akşam onunla beraber Allah’ı tesbih ediyorlardı.
Bayraktar Bayraklı Meali Doğrusu biz, dağları Dâvûd'un emrine vermiştik. Gece-gündüz onunla birlikte Allah'ı anmaktadırlar.[479]*
Cemal Külünkoğlu Meali Biz dağları onun emrine vermiştik. Akşam ve sabah vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) 18,19. Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 18,19. Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet Vakfı Meali 18, 19. Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.  *
Edip Yüksel Meali Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşamsabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı Meali (Orjinal) Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Hasan Basri Çantay Meali Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbîh ederlerdi.
Hayrat Neşriyat Meali Gerçekten biz, dağları (ona) boyun eğdirdik, akşam sabah onunla berâber tesbîh ederlerdi.
İlyas Yorulmaz Meali Akşam sabah Rablerini onunla beraber tesbih eden dağları, Davut'un emrine verdik.
Kadri Çelik Meali Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle (Davud ile) birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Mahmut Kısa Meali Davud, ruhları okşayan o tatlı sesiyle Zebur’dan ayetler okurken, bu içli nağmelerle perde perde yankılanıp çınlayan dağları taşları ona eşlik ettirmiştik; hepsi birlikte, sabah akşam Allah’ın sınırsız kudret ve yüceliğini terennüm ederlerdi.
Mehmet Türk Meali 18,19. Doğrusu biz dağları ve toplanıp gelen kuşları, akşam ve kuşluk vakti1 onun ile birlikte (Allah’ı) tesbih etsinler diye o (Dâvût)’a boyun eğdirdik. Hepsi birlikte (Allah’ı) bolca tesbih ederlerdi.*
Muhammed Esed Meali [ve bunun için,] her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik, 20
Mustafa İslamoğlu Meali İşte bu yüzden, her sabah ve her akşam, onunla birlikte emrimize âmâde kıldığımız[4055] dağlar da kudret ve ihtişamımızı dillendirirdi;[4056]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Suat Yıldırım Meali 18, 19. Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi. [34, 10]
Süleyman Ateş Meali Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Süleymaniye Vakfı Meali Akşamleyin ve kuşluk[*] vaktinde onunla birlikte ibadet eden dağları, hizmetine vermiştik.*
Şaban Piriş Meali Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Ümit Şimşek Meali Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam-sabah birlikte tespih ederlerdi.
M. Pickthall (English) Lo! We subdued the hills to hymn the praises (of their Lord) with him at nightfall and sunrise,
Yusuf Ali (English) It was We that made the hills declare,(4168) in unison with him, Our Praises, at eventide and at break of day,*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları