Sâd Suresi 35. Ayet


Arapça

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَّا يَنبَغِي لِأَحَدٍ مِّنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ


Türkçe Okunuşu

Kâle rabbigfir lî veheb lî mulken lâ yenbagî li ehadin min ba’dî, inneke entel vehhâb(vehhâbu).


Kelimeler

kâle dedi
rabbigfir (rabbi ıgfir) Rabbim mağfiret et
bana
veheb bağışla, ver
bana
mulken mülk, iktidar, saltanat
lâ yenbegî ulaşamasın
li ehadin birine, bir kimseye
min ba'dî sonradan, sonra
inne-ke muhakkak ki sen
ente sen
el vehhâbu ihsan eden, bağışlayan, hak kazanmadan veren, karşılıksız veren

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Hz. Süleyman:) “Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak (başka birisinin bir daha ulaşamayacağı) bir mülkü (maddi imkân ve iktidarı) bana hibe-armağan edip (büyük lütfuna ulaştır!) Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin” (diye yalvarmıştı. Evet, Hakkı ve adaleti yürütmek, halka hizmet, hayra rehberlik etmek ve bu yolla Allah’ın rızasına erişmek maksadıyla Mevlâ’dan imkân ve iktidar istenebilir ve bu yönde çalışmalıdır.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Rabbim demişti, beni yarlıga ve bana öyle bir saltanat ver ki benden sonra hiçbir kimse nail olamasın o saltanata, şüphe yok ki senin vergin, ihsanın, boldur.
Abdullah Parlıyan Meali “Rabbim!” demişti. “Günahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; şüphe yok ki sen, karşılıksız çokça verensin.
Ahmet Tekin Meali “Rabbim, beni koruma kalkanına al, bağışla. Bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık, bir devlet hibe et. Sen yalnız sen, en çok bağışlayansın.” dedi.
Ahmet Varol Meali Dedi ki: "Rabbim! Beni bağışla ve bana, benden sonra kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık lütfet. Şüphesiz, sen çok ihsan sahibisin."
Ali Bulaç Meali 'Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin.'
Ali Fikri Yavuz Meali Şöyle dua etti: “- Ey Rabbim! beni bağışla. Bana öyle bir mülk ver ki, benden sonra hiç kimsede olmasın. Muhakkak ki sen, bütün dilekleri verensin = Vehhâb'sın.”
Bahaeddin Sağlam Meali “Ya Rabbi! Beni affet, benden sonra hiç kimseye yaramayacak bir iktidar bana ver. Her şeyi gerçekten veren Sen’sin,” dedi.
Bayraktar Bayraklı Meali O şöyle dedi: “Ey Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir mülk ver. Şüphesiz bağışlayıcı sadece sensin.”
Cemal Külünkoğlu Meali (Süleyman:) “Rabbim, beni bağışla! Benden sonra hiç kimseye nasip olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin” dedi.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Süleyman: "Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; Sen şüphesiz, daima bağışta bulunansın" dedi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Süleyman, “Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!” dedi.
Diyanet Vakfı Meali Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi.
Edip Yüksel Meali Dedi ki, "Rabbim beni bağışla. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamıyacağı bir yönetim ver. Sen Bahşedensin."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Süleyman: "Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın. Şüphesiz, bütün dilekleri veren sensin." dedi.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ya rab! bana mağrifet buyur ve bana öyle bir mülk bağışla ki ardımdan kimseye yaraşmasın, şübhesiz sensin bütün dilekleri veren vehhab sen, dedi
Hasan Basri Çantay Meali Dedi ki: «Ey Rabbim, beni yarlığa. Bana öyle bir mülk (-ü saltanat) ver ki o, benden başka hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şübhesiz bütün muradları ihsan eden Sensin, Sen».
Hayrat Neşriyat Meali Dedi ki: “Rabbim! Bana mağfiret buyur ve bana, benden sonra hiç kimseye nasîb olmayacak bir saltanat ihsân et! Şübhesiz ki Vehhâb (çok ihsân edici) olan ancak sensin!”
İlyas Yorulmaz Meali “Rabbim! Beni bağışla.. Benden sonra hiçbir kimseye gerekmeyecek bir mülk ver. Her şeyi verip bağışlayan, elbette yalnızca sensin” dedi.
Kadri Çelik Meali Dedi ki: “Rabbim! Beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye yaraşmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin.”
Mahmut Kısa Meali “Ya Rab! Sana kulluğumun bilincindeyim. Zulme ve küfre karşı gücüm yettiği kadar çalıştım. Yine de Sana layık bir şekilde hakkıyla kul olamadım. Eksik ve noksanlarım, kusur ve kabahatlarım var. Affınla, lutfunla, rahmet ve merhametinle mağfiretini isterim. Bağışla beni ya Rab! Bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık bahşet ki, sürekli fitne ve kargaşa çıkaran bu şer odakları karşısında dimdik ayakta durabileyim! Hiç kuşkusuz sen, sonsuz lütuf ve ikram sahibisin.”
Mehmet Türk Meali 34,35. Yemin olsun Biz Süleyman’ı tahtının üstüne bir ceset bırakarak (bir şekilde) imtihan ettik.1 Sonra o, (Rabbine) hakkıyla yönelerek: “Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana benden sonra hiç kimseye nasip olmayan bir hükümdarlık ver. Şüphesiz tek karşılıksız veren, sensin.” dedi.2*
Muhammed Esed Meali “Rabbim!” demişti, “Günahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; 33 çünkü sen lütuf sahibisin!”
Mustafa İslamoğlu Meali “Rabbim!” demişti, “Bana mağfiret eyle! Bana, benden sonra hiç kimsenin üstlenmeye lâyık olmadığı bir iktidar ver:[4076] çünkü Sen, evet Sensin cömertçe bahşeden!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Dedi ki: «Yarabbi! Bana mağfiret buyur ve bana bir mülk bağışla ki, benden sonra hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şüphe yok ki, Sen'sin çok bağışlayan, Sen.»
Suat Yıldırım Meali “Ya Rabbî! ” dedi, “affet beni ve bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayacak bir hakimiyet lutfet. Çünkü Sen, lütufları son derece bol olan vehhabsın! ”
Süleyman Ateş Meali Rabbim, dedi, beni affet, bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü Sensin o çok lutfeden, Sen!"
Süleymaniye Vakfı Meali “Sahibim, suçumu affet ve bana öyle bir hakimiyet ver ki benden sonra kimse ona ulaşamasın. Çünkü çokça bağışta bulunan Sensin” dedi.
Şaban Piriş Meali -Rabbim, beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık ver. Bol bol bağışta bulunan şüphesiz sensin!
Ümit Şimşek Meali “Rabbim, beni bağışla,” dedi. “Ve bana öyle bir saltanat ver ki, benden başka hiç kimseye nasip olmasın. Şüphesiz bütün nimetleri bağışlayan Sensin.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Şöyle yakardı: "Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb!
M. Pickthall (English) He said: My Lord! Forgive me and bestow on me sovereignty such shall not belong to any after me. Lo! Thou art the Bestower.
Yusuf Ali (English) He said, "O my Lord! Forgive me,(4190) and grant me(4191) a kingdom which, (it may be), suits not another after me: for Thou art the Grantor(4192) of Bounties (without measure).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları