Tâhâ Suresi 38. Ayet


Arapça

إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى


Türkçe Okunuşu

İz evhaynâ ilâ ummike mâ yûhâ.


Kelimeler

iz evhaynâ vahyetmiştik
ilâ ummi-ke senin annene
mâ yûhâ vahyolunan şeye, ne vahyolunuyor

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Musa!) “Hani o zaman, annene (seni kurtarması için yapması gereken şeyi) vahyedileni (Biz) vahyetmiştik.” (İlham ve ikaz etmiştik.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana.
Abdullah Parlıyan Meali Sen doğduğun zaman, annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.
Ahmet Tekin Meali “Hani bir vakitler annene, vahy ile bildirilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik.”
Ahmet Varol Meali Hani annene vahyolunanı vahyetmiştik: [1]*
Ali Bulaç Meali 'Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)'
Ali Fikri Yavuz Meali Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:
Bahaeddin Sağlam Meali Hani annene, bildirilmesi gereken şeyi bildirdik:
Bayraktar Bayraklı Meali “Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene vahy etmiştik.”
Cemal Külünkoğlu Meali 38,39. “Hani bir vakit (sen doğduğunda) annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik (ve demiştik ki:) Onu (henüz bebek olan Musa'yı) sandığın içine koy ve nehre (Nil'e) bırak ki, nehir onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Musa, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.”*
Diyanet İşleri Meali (Eski) 36,37,38,39. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:”
Diyanet Vakfı Meali Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
Edip Yüksel Meali "Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:
Elmalılı Meali (Orjinal) O vakıt ki anana verilen şu ilhamı verdik
Hasan Basri Çantay Meali 37,38,39. «Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey'i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.
Hayrat Neşriyat Meali “O zaman annene ilhâm edilecek olanı ilhâm etmiştik.”
İlyas Yorulmaz Meali Annene yapması gereken şeyi vahy etmiştik.
Kadri Çelik Meali “Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.”
Mahmut Kısa Meali O zamanlar sen daha küçücük bir bebektin. Firavun, İsrail Oğulları’nın yeni doğan bütün erkek çocuklarını kılıçtan geçirmekteydi. Oysa senin, bu kutsal görev için yaşaman gerekiyordu. Bunun için, seni Firavunun askerlerinden kurtarmak üzere, annene şöyle vahyetmiştik:
Mehmet Türk Meali “Bir zamanlar, annene vahyedilmesi gerekenleri (şöyle) vahyetmiştik:”
Muhammed Esed Meali hani, annene vahyî buyruğu şöyle esinlemiştik:
Mustafa İslamoğlu Meali Hani İlâhî mesajı annene şöyle iletmiştik:
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.
Suat Yıldırım Meali O vakit annene ilham edip dedik ki:
Süleyman Ateş Meali (Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:*
Süleymaniye Vakfı Meali Bir gün annenin gönlüne şunları ilham etmiştik:
Şaban Piriş Meali Hani annene ilham edilmesi gerekeni ilham etmiştik.
Ümit Şimşek Meali “Hani vahyedilecek şeyi annene şöyle vahyetmiştik:
Yaşar Nuri Öztürk Meali Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:
M. Pickthall (English) When We inspired in thy mother that which is inspired,
Yusuf Ali (English) "Behold! We sent(2557) to thy mother, by inspiration, the message:*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları