Tâhâ Suresi 87. Ayet


Arapça

قَالُوا مَا أَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَكِنَّا حُمِّلْنَا أَوْزَارًا مِّن زِينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذَلِكَ أَلْقَى السَّامِرِيُّ


Türkçe Okunuşu

Kâlû mâ ahlefnâ mev’ıdeke bi melkinâ ve lâkinnâ hummilnâ evzâren min zînetil kavmi fe kazefnâhâ fe kezâlike elkâs sâmiriyy(sâmiriyyu).


Kelimeler

kâlû dediler
mâ ahlefnâ biz dönmedik, hilâf etmedik
mev'ıde-ke sana vaadimizden
bi melki-nâ (mülk) kendi isteğimizle (irademizle) (güç, kuvvet, idare)
ve lâkin-nâ ve lâkin biz, ancak biz
hummil-nâ bize yüklendi
evzâren ağırlıklar
min zîneti süs eşyalarından
el kavmi kavim, topluluk
fe o zaman, böylece
kazefnâ-hâ biz onu (onları) attık
fe o zaman, böylece
kezâlike işte böylece, bunun gibi
elkâ ilka etti, ulaştırdı
es sâmiriyyu Samiri

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Dediler ki: “Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının ve İsrailoğullarının) süs eşyalarından birtakım (kıymetli) yükler taşımaktaydık. (Samiri’nin kışkırtmasıyla) Onları (ateşe) attık, aynı şekilde Samiri de attı.”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Dediler ki: Sana verdiğimiz sözden, kendimize malik olarak caymadık biz, fakat Mısırlıların ziynet eşyalarını almıştık ya, onları, erisin diye ateşe attık, böyle telkin etti Samiri.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Fakat Mısırlıların zinet eşyasından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik, onları erisin diye ateşe attık, aynı şekilde Sâmirî de atmıştı.”
Ahmet Tekin Meali “Biz sana verdiğimiz sözden, isteyerek, kendiliğimizden dönmedik. Fakat mecbur olduk. Kadınlarımızın, Firavun'un kavminden, hile ile ödünç olarak aldığı süs eşyalarının günahı omuzlarımıza yüklenmişti. Günahtan kurtulmak için onları ateşe attık. Sâmirî de kendi mücevheratını böylece attı.” dediler.
Ahmet Varol Meali Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendi başımıza dönmedik. Ancak o kavmin süs eşyalarından bize birtakım yükler yüklenmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde SâmirŒ de attı."
Ali Bulaç Meali Dediler ki: 'Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.'
Ali Fikri Yavuz Meali Onlar dediler ki: “- Biz, sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıptî) kavmin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı.”
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar: “Kendi imkân ve gücümüzle sana verdiğimiz sözden caymadık. Fakat Mısırlılar’ın mücevheratından bir kısım ağırlıkları beraberimizde taşıdık, onları (ateşe) attık” dediler. Samiri onlara öylece telkinde bulunmuştu.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar, “Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. Ancak o ulusun süs eşyalarından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık; aynı şekilde Sâmirî de attı” dediler.
Cemal Külünkoğlu Meali Dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymadık. Fakat biz o halkının (Mısırlıların) mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları (eritmek için) ateşe attık. (aynı şekilde) Samiri de kendi mücevherlerini attı.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlar: "Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O milletin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık, aynı şekilde Samiri de attı" dediler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.”
Diyanet Vakfı Meali Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı.  *
Edip Yüksel Meali "Sana verdiğimiz sözü kendi kafamıza göre bozmadık. O halkın süs eşyaları bize taşıtıldı. Onları attık. Samiri işte böyle bir şey ortaya çıkardı," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıbtî) kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (ateşe) attık. Sâmirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı."
Elmalılı Meali (Orjinal) 87,88. Biz dediler, senin va'dine kendiliğimizden hulfetmedik ve lâkin o kavmin ziynetinden bir takım ağırlıklar yüklenmiş idik, onları ateşe attık, kezalik sâmirî de bıraktı derken onlara bir dana, böğürmesi var bir cesed çıkardı, bunun üzerine dediler ki işte bu sizin ilâhınız ve Musânın ilâhı fakat unuttu
Hasan Basri Çantay Meali Dediler: «Biz sana verdiğimiz sözden kendimize mâlik olarak caymadık. Fakat biz o kavmin zînetinden bir takım ağırlıklar yüklenmişdik de onları (ateşe) atmışdık. Sâmiriy de (kendi zînetini) böylece atmışdı».
Hayrat Neşriyat Meali (Onlar) şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik; fakat biz, o kavmin (Mısırlıların) ziynet eşyâsından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik; sonra onları(eritmek üzere ateşe) attık; işte aynı şekilde Sâmirî de attı.”
İlyas Yorulmaz Meali Kavmi Musa'ya “Biz seninle yaptığımız antlaşmaya kendi isteğimizle muhalefet etmedik. Ancak terk ettiğimiz kavmin (emanet) ziynetleri yük olarak bize taşıtıldı. Bizde taşıdığımız bu haksız ziynetleri attık, Samiri de onları alıp attı (ateşte eritti)” dediler.
Kadri Çelik Meali Dediler ki: “Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik, biz onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.”
Mahmut Kısa Meali Onlar, “Putlara taptıysak bile, bunu iyi niyetlerle yaptık. Dolayısıyla, sana verdiğimiz sözden bilerek ve isteyerek dönmüş değiliz!” dediler, “Ama hani yıllarca bize efendilik eden Mısır’daki halkın alıştırdığı, boynumuza, kulağımıza, ayağımıza takıp takıştırarak yanımızda taşıdığımız altın gümüş ve mücevher cinsinden zinet eşyaları var ya onları ne var ne yoksa hepsini ortaya koyduk. Nitekim, görüşlerine çok değer verdiğimiz saygıdeğer büyüğümüz Sâmirî de bize bu konuda önayak oldu. O da böyle yaptı.”
Mehmet Türk Meali (Onlar da:) “Biz sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle dönmedik. Ancak o (firavun) toplumunun süs eşyalarından bir miktar almıştık, (sonra) onları (ateşe) attık, Sâmirî de (kendisindekileri ateşe) attı.” dediler.
Muhammed Esed Meali “Sana verdiğimiz sözden biz kendi isteğimizle dönmedik; fakat [Mısır] halkı[nın kirli] zinet yükleriyle yüklüydük; ve bu yüzden onları [ateşe] attık; 73 aynı şekilde Sâmirî de [kendininkini] attı.”
Mustafa İslamoğlu Meali Onlar (kendilerini) şöyle savundular: “Biz sana verdiğimiz sözü kasıtlı olarak çiğnemedik; fakat (Mısır) halkının ziynet eşyalarına (haksız yere) konmanın vebalini taşıyorduk; ama biz (sorumluluktan kurtulmak için) onları kaldırıp attık,[2611] bunun üzerine Sâmirî de (onları alıp ateşe) attı.”[2612]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Dediler ki: «Biz sana olan vaade kendimize mâlik olarak muhalefette bulunmuş olmadık. Velâkin biz kavmin ziynetinden birtakım ağırlıkları yüklenmiştik, onları (ateşe) atıverdik. İşte Sâmirî de öyle atıverdi.»
Suat Yıldırım Meali “Biz, ” dediler, “kendi güç ve irademizle sana olan vâdimizden dönmedik. Fakat biz o halkın, Mısırlıların zinet eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samirî de kendi mücevheratını atıverdi. *
Süleyman Ateş Meali Dediler ki: "Kendi malımızla senin sözünden çıkmadık", fakat o milletin (yani Mısırlıların) süs(eşyas)ından bize yükler yükletilmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Samiri de attı."
Süleymaniye Vakfı Meali Dediler ki “Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Firavun halkının süslerinden bize yükler yüklendi; biz onları (ateşe) attık[*]. Samiri de aynı şekilde attı.”*
Şaban Piriş Meali Onlar da:-Sana verdiğimiz sözden bilerek dönmedik. Fakat o kavmin süs eşyasından yük yük taşımıştık. Sonra Samiri'nin attığı gibi biz de ateşe attık, dediler.
Ümit Şimşek Meali “Biz sana verdiğimiz sözden kendi irademizle caymadık,” dediler. “Biz yanımıza Mısırlıların ziynet eşyalarından bir miktar yük almıştık; onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dediler ki: "Biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî de attı."
M. Pickthall (English) They said: We broke not tryst with thee of our own will, but we were laden with burdens of ornaments of the folk, then cast them (in the fire), for thus As-Samiri proposed
Yusuf Ali (English) They said: "We broke not the promise to thee, as far as lay in our power: but we were made to carry the weight of the ornaments(2607) of the (whole) people, and we threw them (into the fire), and that was what the Samiri suggested.(2608)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları