Tâhâ Suresi 40. Ayet


Arapça

إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَن يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَا مُوسَى


Türkçe Okunuşu

İz temşî uhtuke fe tekûlu hel edullukum alâ men yekfuluh(yekfuluhu), fe reca’nâke ilâ ummike key takarre aynuhâ ve lâ tahzen(tahzene), ve katelte nefsen fe necceynâke minel gammi ve fetennâke futûnâ(futûnen), fe lebiste sinîne fî ehli medyene summe ci’te alâ kaderin yâ mûsâ.


Kelimeler

iz temşî yürümüştü
uhtu-ke senin kızkardeşin
fe o zaman, böylece
tekûlu sen söylüyorsun, söylersin
hel edullu-kum alâ size delil olayım mı, size yardım edeyim mi
men yekfulu-hu ona kefil olacak kimse
fe o zaman, böylece
reca'nâ-ke seni geri döndürdük
ilâ ummi-ke senin annene
key için, diye
takarre aynu-hâ onun gözü aydın olsun, sevinsin
ve lâ tahzene ve kederlenmesin, mahzun olmasın
ve katelte ve sen öldürdün
nefsen bir nefs, bir kişi
fe o zaman, böylece
necceynâ-ke seni kurtardık
min el gammi gamdan, kederden, üzüntüden
ve fetennâ-ke ve seni imtihan ettik
futûnen sınavlar
fe lebiste böylece kaldın
sinîne seneler
fî ehli medyene Medyen halkı içinde
summe sonra
ci'te geldin
alâ kaderin bir kader üzerine, takdir edilen zamanda
yâ mûsâ ey Musa

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Hani kız kardeşin gezinip (Firavun Sarayı’na giderek) ; ‘Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?’ demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirip vermiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. (Ve yine istemeden) Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni (tutuklanmaktan ve) tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir imtihandan geçirip-denemiştik.' Ey Musa, (ayrıca gittiğin) Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (tekrar buraya) gelmiştin.”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Hani kız kardeşin gitmiş de onu yetiştirecek birisini bulayım mı size demişti, gözü aydın olsun, kederlenmesin diye tekrar anana kavuşturmuştuk seni ve birisini öldürmüştün de seni gamdan kurtarmıştık ve seni sınayıp durmuştuk ve yıllarca Medyen halkının içinde kalmıştın, sonra da mukadder olduğu gibi buraya geldin ey Musa.
Abdullah Parlıyan Meali Hani kız kardeşin gitmiş de, “O'nun bakımını üstlenecek bir ev halkını size gösterebilir miyim?” dedi. Böylece annen üzülmesin, sevinsin diye seni ona döndürdük. Ve büyüyüp belli bir yaşa vardığın zaman, birini öldürmüştün. Fakat biz, bu yüzden içine gömüldüğün sıkıntıdan, seni kurtarmıştık ve seni sınayıp durmuştuk. Bu olaydan sonra, yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın ve sonunda benim takdirime uyarak, işte buraya geldin ey Musa!
Ahmet Tekin Meali “- Hani ablan bilgi ve becerisini kullanarak Firavun'un sarayına gidecek: “- Ona bakacak birini size bulayım mı?” diyecekti. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun, mutlu olsun, kederlenmesin. Sen, bir de, adam öldürdün. Seni gamdan, endişeden kurtardık. Seni belâ ve musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple, yıllarca Medyen Halkı arasında yaşadın. Sonra takdire göre, peygamberlik makamına geldin, ey Mûsâ!”*
Ahmet Varol Meali Hani kızkardeşin dolaşıp: "Ona bakacak birini size bildireyim mi?" diyordu. Böylece gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene döndürdük. Sen bir can öldürmüştün de seni tasadan kurtarmış ve çeşitli şekillerde imtihan etmiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın sonra da bir takdir üzere (buraya) geldin, ey Musa!
Ali Bulaç Meali 'Hani kız kardeşin gezinip; 'Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?' demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve üzülmesin. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa.'
Ali Fikri Yavuz Meali Hani kız kardeşin, (denize atılmandan sonra seni takip ederek Firavun'un sarayına) gidip (hiç bir meme kabul etmediğini işitince) diyordu ki: “Size, ona iyi bakacak birini buluvereyim mi” Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da, kederlenmesin. Hem (sen çocukken) bir adam (kıptî bir kâfir) öldürdün de seni gamdan (kısasdan) kurtardık. Seni çeşitli belâlarla imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da bir takdire göre (kırk yaşına vararak Firavun'a) geldin, ey Mûsa!
Bahaeddin Sağlam Meali Hani kız kardeşin orda dolaşıp “Onu kendi ailesine katacak birini size haber vereyim mi?” diyordu. Böylece Biz seni annene geri çevirdik ki göz (yaşları) dinsin ve üzülmesin. Ve sen bir can aldın, Biz seni meraktan kurtardık. Seni çeşit çeşit imtihanlardan geçirdik. Medyen ahalisi içinde yıllarca kaldın. Sonra belli bir programla buraya geldin. Ey Musa!
Bayraktar Bayraklı Meali Kız kardeşin gidip, “Ona bakacak birini size göstereyim mi?” diyordu. Böylece seni annene geri verdik ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Sen, bir de adam öldürmüştün; o zaman da seni tasadan kurtarmış ve seni iyice denemiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra takdir ettiğimiz bir vakitte bize geldin, ey Mûsâ!
Cemal Külünkoğlu Meali “Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidip de onlara: “Ona bakabilecek birini size göstereyim mi?' demişti. Böylece seni yeniden annene kavuşturduk ki onun yüzü gülsün ve (artık) üzülmesin. Ve (büyüyüp belli bir yaşa vardığın zaman) birini (kazaen) öldürmüştün. Fakat biz seni (bu yüzden içine gömüldüğün) tasadan kurtarmış ve seni çeşitli sınamalardan geçirmiştik. (Bu olaydan) sonra yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın ve sonunda, (peygamber olman için) takdir edilmiş bir zamanda (Tur'a) geldin ey Musa. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Kızkardeşin Firavun'un sarayına giderek: "Ona bakacak birini size göstereyim mi?" diyordu. Böylece, annen üzülmesin, sevinsin diye, seni ona iade etmiştik. Sen bir cana kıymıştın, seni üzüntüden kurtarmış ve seni birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa gelince dönüp geldin.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve “size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?” diyordu. Derken, gözü aydın olsun, üzülmesin diye seni annene döndürdük.[357] (Sana baktı, büyüdün) ve (kazara) bir cana kıydın da biz seni kederden kurtardık, seni sıkı bir denemeden geçirdik (ve kaçıp Medyen’e gittin). Medyen halkı içinde yıllarca kaldın, sonra (peygamber olman için) takdir edilmiş bir zamanda (Tûr’a) geldin ey Mûsâ!”*
Diyanet Vakfı Meali Hani, kız kardeşin gidip «Ona bakacak birini size bulayım mı?» diyordu. Böylece seni, gözü gönlü mutluluk dolsun ve üzülmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini öldürdün de seni endişeden kurtardık. Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Bunun için yıllarca Medyen halkı arasında kaldın. Sonra takdire göre (bu makama) geldin ey Musa!  *
Edip Yüksel Meali "Hani kız kardeşin gidip, 'ona bakacak birini size göstereyim mi?' diyordu. Böylece, gözü aydınlansın ve üzülmesin diye seni annene geri döndürmüştük. Hatta sen bir kişiyi öldürmüştün de seni tasadan kurtarmış ve çeşitli testlerden geçirmiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldıktan sonra belli bir plan gereği şimdi geri gelmiş bulunuyorsun, Musa."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Hani kız kardeşin (Firavun'un sarayına) giderek: "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da kederlenmesin. Hem sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık. Seni çeşitli musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra ey Musa! Belli bir çağa (peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa) geldin.
Elmalılı Meali (Orjinal) O vakıt hemşiren gidiyor da diyordu: «ona iyi bakacak birini buluvereyim mi size?» Bu suretle seni anana iade ettik ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın, hem bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık, ve türlü mihnetlerle seni imtihan ettik bu sebeble senelerce Ehli Medyen içinde kaldın, sonra da bir kader üstüne geldin ya Musâ
Hasan Basri Çantay Meali Hani hemşiren gidib (şöyle) diyordu. «Ona bakacak bir kimse (te'min etmek üzere) size delâletde bulunayım mı»? Böylece seni tekrar annene verdik ki gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüşdün de biz seni o gamdan kurtarmışdık. Seni türlü türlü ibtilâlarla imtihaan etmişdik. Bunun için yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da (hakkındaki) takdire göre (buraya) geldin ey Musa.
Hayrat Neşriyat Meali “Hani kız kardeşin (Fir'avun'un sarayına) gidip: 'Ona bakacak bir kimse için size rehberlik edeyim mi?' diyordu. Böylece seni annene iâde ettik ki, gözü aydın olsun, üzülmesin!
İlyas Yorulmaz Meali (Ya Musa) Kız kardeşin, suya bırakılan sandığı takip etmek için peşinden yürüyordu. (Kız kardeşin Firavun ailesine) “O çocuğa (süt verip) bakacak birisini size gösterebilir miyim?” Dedi. Ve böylece annenin gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene geri döndürdük. Sonra sen bir nefsi öldürmüştün de, seni onun üzüntüsünden kurtarmıştık ve birtakım sebeplerle denemiştik. Sonra sen Medyen halkı arasında uzun seneler kalmıştın ve sonra bizim planladığımız görevi yapacak hale geldin ya Musa!
Kadri Çelik Meali “Hani kız kardeşin giderek, “Onu üstlenecek birini size haber vereyim mi?” demişti de böylece, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın diye seni annene geri çevirmiştik. Sen (elinde olmaksızın) bir insan öldürmüştün de biz seni tasadan kurtarmış ve seni iyiden iyiye denemiştik. Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra da bir (sürü imtihanlardan elde ettiğin liyakatini gösteren) ölçü üzere gelmiş oldun ey Musa!”
Mahmut Kısa Meali Hani sen, Firavunun hanımı tarafından nehirde bulunduğunda, hiçbir kadının sütünü emmemiştin. Bu sırada, olup bitenleri uzaktan izleyen kız kardeşin onların yanına gelmiş ve “Bu çocuğu emzirecek ve onun bakımını üstlenecek birini size göstereyim mi?” demişti. Böylece, yüreği sevinçle dolsun ve artık üzüntü çekmesin diye, seni tekrar annene kavuşturmuştuk. Hani gençliğinde, yanlışlıkla bir adam öldürmüştün; işte o zaman da seni kaygı ve tasalarından kurtarmış ve daha nice imtihânlardan geçirerek sabır, olgunluk, doğru ve yerinde karar verebilme gibi özelliklerle dereceni yükseltmiştik. Derken, yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın ve sonunda, ta ezelden belirlenmiş bir yazgıya göre buraya kadar geldin, ey Mûsâ!
Mehmet Türk Meali (Devamla): “Ey Mûsa! Bir zamanlar kız kardeşin takip ederek seni (bulanlara): ‘Ona iyi bakacak birisini size buluvereyim mi?’ diyordu. (Biz de) derhal seni sevinsin ve üzülmesin diye annene kavuşturduk. (Bir de) sen bir insanı öldürünce,1 (o zaman da) Biz seni sıkıntıdan kurtardık ve seni (bir kısım şeylerle) imtihan ettik. Medyen halkı arasında da yıllarca kaldın. Sonra da (Peygamberlik görevini yüklenecek) bir yaşa geldin.”*
Muhammed Esed Meali Kız kardeşin [Firavun ailesine] gidip de onlara: ‘Ona bakabilecek birini size göstereyim mi?’ 23 dediği zaman [bunun böyle olmasını Biz takdir etmiştik]. Ve böylece seni yeniden annene kavuşturduk ki onun yüzü gülsün ve [artık] üzülmesin. 24 Ve [büyüyüp belli bir yaşa vardığın zaman] 25 birini öldürmüştün: Fakat Biz seni (bu yüzden içine gömüldüğün) tasadan kurtarmış ve seni çeşitli sınamalardan geçirmiştik. 26 (Bu olaydan) sonra yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın; 27 ve sonunda, [Benim] takdir(im)e uyarak işte [buraya] geldin ey Musa:
Mustafa İslamoğlu Meali O zaman kız kardeşin de takip etmiş ve onlara “Size, ona bakabilecek birini göstermemi ister misiniz?” demişti. En sonunda seni annene kavuşturduk ki, onun da gözü aydın olsun ve üzülmesin… Derken (erişkin biri olunca) tuttun bir cana kıydın;[2573] fakat Biz seni bu tasadan da kurtarmıştık; yani[2574] seni bir sınavdan diğerine deneyip durmuştuk. Daha sonra yıllarca Medyenliler arasında yaşadın;[2575] en sonunda takdirimiz gereği (bu noktaya) geldin ey Musa!*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «O vakit ki, hemşiren gidip de diyordu ki: «O'na bakacak bir kimse için size delâlet edeyim mi?» Artık seni validene döndürdük ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın. Ve sen bir şahsı öldürdün. Sonra seni o gamdan kurtardık ve seni fitneden fitneye uğratmıştık. Sonra Medyen ahalisi arasında senelerce eğleştik. Sonra da ey Mûsa! Mukadder olduğu üzere (bu muayyen zamana) geliverdik.»
Suat Yıldırım Meali Kız kardeşin, denizden seni alanların yanına varıp: “Ona iyi bakacak birini size buluvereyim mi? ” diyordu. Böylece seni annene kavuşturduk ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Derken sen büyüdün, bir adam öldürdün de Biz seni o sıkıntıdan kurtardık. Seni, ey Musâ, türlü türlü imtihanlarla sınayıp yetiştirdik. Bu yüzden de yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da takdirimizle, buraya geldin! [28, 12]*
Süleyman Ateş Meali Kızkardeşin ona bakacak birini size göstereyim mi? diyordu. Böylece seni annene geri verdik ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman da seni tasadan kurtarmış ve seni iyice denemiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra belirlediğimiz bir vakitte bize geldin ey Musa!*
Süleymaniye Vakfı Meali Kız kardeşin (arkadan) takip ediyordu. (Onlar seni alınca) şöyle demişti: “Buna bakacak birini size göstereyim mi?” Bu yolla seni anana geri vermiştik ki gözü aydın olsun, kaygılanmasın. (Sonra) birini öldürmüştün de seni o tasadan da kurtarmıştık. Seni çeşitli imtihanlardan geçirmiştik. Nihayet yıllarca Medyen halkı arasında kalmıştın. Sonra bir plan dâhilinde buraya geldin, ey Musa.
Şaban Piriş Meali Kızkardeşin gitmiş ve:-O'na bakacak birini size göstereyim mi? demişti. Böylece seni, gözü aydın olsun ve üzülmesin diye annene geri vermişti. Sen bir adam öldürmüştün de seni yine üzüntüden kurtarmıştık. Bu şekilde seni bir çok sınavdan geçirdik. Senelerce Medyen halkı arasında kalmıştın. Sonra da kader üzerine geldin ey Musa!
Ümit Şimşek Meali “O zaman kızkardeşin gidip de 'Ona bakacak birini size göstereyim mi?' demişti. Gözü aydın olsun ve üzülmesin diye annene seni böylece kavuşturduk. Birisini öldürdüğün zaman da seni o tasadan kurtarmış, sonra da türlü imtihanlarla sınamıştık. Derken yıllarca Medyen ahalisi arasında kaldın; sonra da, ey Musa, takdirimizle bugünlere geldin.(5)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali "Hani, kızkardeşin gidiyor, şöyle diyordu: "Onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?" Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!"
M. Pickthall (English) When thy sister went and said: Shall I show you one who will nurse him? and We restored thee to thy mother that her eyes might be refreshed and might not sorrow. And thou didst kill a man and We delivered thee from great distress, and tried thee with a heavy trial. And thou didst tarry years among the folk of Midian. Then comest thou (hither) by (My) providence, O Moses,
Yusuf Ali (English) "Behold! thy sister goeth forth and saith, ´shall I show you one who will nurse and rear the (child)?´(2561) So We brought thee back to thy mother, that her eye(2562) might be cooled and she should not grieve. Then thou didst slay(2563) a man, but We saved thee from trouble, and We tried thee in various ways. Then didst thou tarry a number of years with the people of Midian.(2564) Then didst thou come hither as ordained, O Moses!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları