Mu'minûn Suresi 33. Ayet


Arapça

وَقَالَ الْمَلَأُ مِن قَوْمِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِلِقَاء الْآخِرَةِ وَأَتْرَفْنَاهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا مَا هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يَأْكُلُ مِمَّا تَأْكُلُونَ مِنْهُ وَيَشْرَبُ مِمَّا تَشْرَبُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve kâlel meleu min kavmihillezîne keferû ve kezzebû bi likâil âhıreti ve etrafnâhum fîl hayâtid dunyâ mâ hâzâ illâ beşerun mislukum ye’kulu mimmâ te’kulûne minhu yeşrebu mimmâ teşrabûn(teşrabûne).


Kelimeler

ve kâle ve dedi
el meleu ileri gelenler
min kavmi-hi onun kavminden, kendi kavminden
ellezîne keferû inkâr edenler
ve kezzebû ve yalanladılar
bi likâi el âhıreti ahirete (Allah'a) mülâki olmayı
ve etrafnâ-hum ve biz onlara refah verdik
fî el hayâti ed dunyâ dünya hayatında
mâ hâzâ bu değildir
illâ ancak, sadece
beşerun bir beşer, insan
mislu-kum sizin gibi
ye'kulu (yemek) yer
mimmâ (min mâ) şeyden
te'kulûne yersiniz
min-hu ondan
ve yeşrebu ve içer
mimmâ (min mâ) şeyden
teşrabûne siz içiyorsunuz

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Fakat her peygamberin) Kendi kavminden inkâr edip ahirete kavuşmayı yalanlayan (kimseler) ve kendilerine dünya hayatında refah (imkân ve iktidar) verdiğimiz önde gelenler (zenginler ve yöneticiler) dedi ki: "Bu, (elçi ve davetçi) sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir." (Bunları sizden farklı ve faziletli görüp itaat etmeniz gereksizdir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Kavminin ileri gelenlerinden kafir olanlar ve ahirete ulaşmayı yalanlayanlar, onlara dünya yaşayışında nimetler verdiğimiz halde bu dediler, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğiniz şeylerden o da yemekte ve içtiğiniz şeylerden o da içmekte.
Abdullah Parlıyan Meali Ve yine Nuh'tan sonra gelen kuşaklardan, kendilerine dünya hayatında bol nimet verdiğimiz, O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden ve ahiret hayatına kavuşmayı yalanlayanların ileri gelenleri dediler ki: “Bu da sizin gibi insandan başka biri değil ki, yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.
Ahmet Tekin Meali Kavminden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar eden küfre saplananlar, âhirette, ebedî yurtta hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı yalanlayanlar, dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodamanlar: “Bu sadece sizin gibi bir insan. Sizin yediklerinizden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor.” dediler.
Ahmet Varol Meali Kavminden inkâr eden, ahiret buluşmasını yalanlayan ve kendilerine dünya hayatında bolluk, refah vermiş olduğumuz ileri gelenler dediler ki: "Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.
Ali Bulaç Meali Kendi kavminden, inkâr edip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki: 'Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir.'
Ali Fikri Yavuz Meali Dünya hayatında kendilerine nimet (mal ve evlâd bolluğu) verdiğimiz halde, küfredip ahiretteki hesabla karşılaşmayı yalanlıyan ve o peygamberin kavminden ileri gelen bir topluluk şöyle dedi: “- Bu, ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor (bu bir peygamber olamaz).
Bahaeddin Sağlam Meali Dünya hayatının nimetleri içinde boğulan, ahiret ile karşılaşmayı yalanlayan, kâfir olan (yüce değerleri inkâr eden) o toplumun ileri gelenleri dediler ki: “Bu elçi, ancak sizin gibi bir insandır; yediğinizden yer, içtiğinizden içer.”
Bayraktar Bayraklı Meali İnkâr eden ve âhiret buluşmasını yalanlayan kavminin ileri gelenleri ve kendilerine dünya hayatında nimet verdiklerimiz, şöyle dediler: “Bu da sizin gibi, insandan başka bir şey değildir. Yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.”
Cemal Külünkoğlu Meali O peygamberin kavminden, Allah'ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bolca nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: “O da ancak sizin gibi bir insandır. Yediklerinizden yiyor, içtiklerinizden içiyor.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onun, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan milletinin ileri gelenleri ki Biz onlara bu dünya hayatında nimet vermiştik şöyle dediler: "Bu, yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen sizin gibi bir insandan başka birşey değildir."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O peygamberin kavminden, Allah’ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: “O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor.”
Diyanet Vakfı Meali Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: «Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer.»
Edip Yüksel Meali Dünya hayatında kendilerine alabildiğine nimetler bağışlamamıza rağmen, ahiret karşılaşmasını yalanlayıp inkar eden, halkının ileri gelenleri şöyle dediler: "Bu, yalnızca sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yiyor, sizin içtiğinizden içiyor."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı yalanlayan ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer."
Elmalılı Meali (Orjinal) Dünya hayatta kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip Âhıret likasını tekzib eyliyen kavminden o (mele') kodaman güruh ise şöyle dedi: «bu başka değil, ancak sizin gibi bir beşer, yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor
Hasan Basri Çantay Meali Onun kavminden — kendilerine dünyâ hayâtında refah verdiğimiz halde küfr (-ü inkâr) eden, âhirete kavuşmayı yalan sayan — bir gurüh dedi ki: «Bu, sizin gibi bir beşerden başkası değildir. Sizin yediklerinizden yiyor, içdiklerinizden içiyor».
Hayrat Neşriyat Meali Onun kavminden, inkâr edip âhirete kavuşmayı yalanlayan ve dünya hayâtında kendilerine refah verdiğimiz ileri gelenleri ise şöyle dedi: “Bu sâdece sizin gibi bir insandır; yemekte olduğunuzdan yiyor; içmekte olduğunuzdan içiyor.”
İlyas Yorulmaz Meali O toplumun inkar eden ve ahiret gününde dirileceklerini yalanlayan, dünyada kendilerine nimetler verip rahata erdirdiğimiz o şehrin önde gelenleri “Bu elçide sizin gibi bir insan, sizin yediklerinizden yiyor, içtiklerinizden içiyor.”
Kadri Çelik Meali Kendi kavminden, küfre sapıp da ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenleri dedi ki: “Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir.”
Mahmut Kısa Meali Bunun üzerine, yine halkı içerisinden, âhiretteki o büyük buluşmayı yalanlayan ve imtihân amacıyla kendilerine bu dünyada geçici olarak bahşettiğimiz refah ve zenginlikle şımarıp azgınlaşan kâfirler, “Ey halkımız!” dediler, “Gördüğünüz gibi, Peygamber olduğunu iddia eden bu adam, sizin gibi yiyip içmeye muhtaç fânibir insandan başka bir şey değil. Allah elçi göndermek isteseydi, olağanüstü güçlere sahip bir melek gönderemez miydi?
Mehmet Türk Meali (Peygambere;) kendi kavminden, kâfir olan, âhirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine dünya hayatında nîmet verdiğimiz ileri gelen adamlar: “Bu, sizin yediklerinizden yiyen, içtiklerinizden içen, sizin gibi bir insandır.”1 dediler.*
Muhammed Esed Meali Ve [yine] toplumun -[sırf] kendilerine dünya hayatında bolluk ve genişlik bahşettik diye, bununla kurumlanıp- 18 hakkı kabule yanaşmayan, ahiret gerçeğini yalanlayan seçkinler çevresi [her defasında]: “Bu [adam] yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen, sizin gibi bir ölümlüden başka bir şey değil” dediler,
Mustafa İslamoğlu Meali Bunun üzerine, kavminin seçkinlerinden inkârda ısrar eden ve âhiret gerçeğiyle yüzleşeceğini yalanlayan kimseler -ki bunları Biz dünya hayatında refaha kavuşturmuştuk- şöyle demişlerdi: “Bu da sizin gibi ölümlü birinden başkası değil; sizin yediğinizden yiyor, sizin içtiğinizden içiyor.[2916]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onun kavminden bir tâife ki, kâfir oldular ve ahirete kavuşmayı tekzîp ettiler ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde dediler ki: «Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.»
Suat Yıldırım Meali 33, 34. Onun halkından kâfir olup âhiret buluşmasını yalan sayan ve kendilerine dünya hayatında bol nimet verdiğimiz eşraf takımı: “Bu, ” dediler, “sizin gibi bir insandan başka bir şey değil, baksanıza sizin yediklerinizden yiyor, sizin içtiklerinizden içiyor. Eğer siz, sizin gibi bir beşere itaat edecek olursanız, büyük bir kayba ve hüsrana uğrarsınız. ”*
Süleyman Ateş Meali Kavminden, kendilerine dünya hayatında bol ni'met verdiğimiz o inkar eden ve ahiret buluşmasını (hesap ve cezasını) yalanlayan eşraf takımı dedi ki: "Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor."
Süleymaniye Vakfı Meali Halkı içinden (yapılan uyarıları) görmezlik eden, dünya hayatında kendilerine geniş imkânlar verdiğimiz halde Ahiret buluşmasını yalan sayan önderler şöyle dediler: Bu adam sizin gibi bir insandan başka ne ki? O da sizin yediğinizden yiyor; içtiğinizden içiyor.”
Şaban Piriş Meali Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan kavminin ileri gelenleri şöyle dediler:-Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.
Ümit Şimşek Meali Kavminin ileri gelenlerinden, dünya hayatında nimetler içinde yüzdürdüğümüz halde âhirete kavuşmayı yalanlayan kâfirler dediler ki: “Bu da sizin gibi bir beşerdir. Sizin yediğinizden yer, içtiğinizden içer.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha ulaştırdığımız halde inkâra sapıp âhiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman takımı şöyle dedi: "Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor."
M. Pickthall (English) And the chieftains of his folk, who disbelieved and denied the meeting of the Hereafter, and whom We had made soft in the life of the world, said: This is only a mortal like you, who eateth of that whereof ye eat and drinketh of that ye drink.
Yusuf Ali (English) And the chiefs of his people, who disbelieved and denied the Meeting in the Hereafter, and on whom We had bestowed the good things of this life, said: "He is no more than a man like yourselves: he eats of that of which ye eat, and drinks of what ye drink.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları