Mu'minûn Suresi 54. Ayet


Arapça

فَذَرْهُمْ فِي غَمْرَتِهِمْ حَتَّى حِينٍ


Türkçe Okunuşu

Fe zerhum fî gamratihim hattâ hîn(hînin).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
zer-hum onları bırak
içinde, vardır
gamrati-him onların sapıklık, dalâlet, gafletleri
hattâ olana kadar, olmadıkça
hînin belli bir zaman

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Cezalarının verileceği) Bir süreye kadar, Sen onları (daldıkları) gaflet ve cehaletleri içinde bırak. (Sonunda göreceklerdir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Artık bir zamanadek sapıklıkları içinde bırak onları.
Abdullah Parlıyan Meali Şimdi sen onları, bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.
Ahmet Tekin Meali Şimdi sen, helâk olacakları vakit gelinceye kadar, onları gafletleri, cehaletleri, şaşkınlıkları ile baş başa bırak.
Ahmet Varol Meali Sen onları bir süreye kadar gafletleri içinde bırak.
Ali Bulaç Meali Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Ali Fikri Yavuz Meali Şimdi (Ey Rasûlüm), o Mekke kâfirlerini bir vakte kadar dalgınlıkları içinde bırak.
Bahaeddin Sağlam Meali Artık, onları o çöküntüleri içinde belli bir zamana kadar bırak.
Bayraktar Bayraklı Meali Onları bir süreye kadar, gaflet ve sapıklıkları ile baş başa bırak!
Cemal Külünkoğlu Meali (Ey Muhammed!) Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!
Diyanet Vakfı Meali Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Edip Yüksel Meali Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Elmalılı Meali (Orjinal) Şimdi sen onları bırak dalgınlıkları içinde tâ bir deme kadar
Hasan Basri Çantay Meali Şimdi sen onları bir vaktâ kadar sapıklıkları içinde bırak.
Hayrat Neşriyat Meali Artık onları bir zamâna kadar dalâletleriyle (baş başa) bırak!
İlyas Yorulmaz Meali Onları belli bir zamana kadar kendi hallerine (sapkınlıklarında) bırak.
Kadri Çelik Meali Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Mahmut Kısa Meali O hâlde, ey Müslüman! Sen şimdilik, bütün Peygamberlere ve kitaplara iman edecekleri, ya da belâlarını bulacakları bir vakte kadar, gömüldükleri cehâlet ve taassuplarıyla baş başa bırak onları. Çünkü onlara, tövbe edip hakka yönelmeleri için birazcık mühlet verilecektir:
Mehmet Türk Meali Şimdi sen onları, belli bir süreye kadar kendi sapkınlıkları ile baş başa bırak!
Muhammed Esed Meali Fakat onları bir vakte kadar, kendi cehaletlerine gömülmüş olarak, kendi hallerine bırak. 31
Mustafa İslamoğlu Meali Artık onları bir vakte kadar, daldıkları gafletin derin karanlığında belirsiz bir süreye kadar bırak (da kendi işine bak);[2934]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık sen onları kendi dalâletleri içinde bir zamana kadar terket.
Suat Yıldırım Meali Sen onları, bir süreye kadar daldıkları gaflet içinde kendi hallerine bırak! [86, 17; 15, 3]
Süleyman Ateş Meali Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.
Süleymaniye Vakfı Meali Artık onları bir süreye kadar kendi cemaatleri ile baş başa bırak.
Şaban Piriş Meali Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla baş başa bırak.
Ümit Şimşek Meali Sen onları bir süre gafletleriyle baş başa bırak.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
M. Pickthall (English) So leave them in their error till a time.
Yusuf Ali (English) But leave them in their confused ignorance for a time.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları