Şuarâ Suresi 101. Ayet


Arapça

وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ


Türkçe Okunuşu

Ve lâ sadîkın hamîm(hamîmin).


Kelimeler

ve ve
yok, değil
sadîkın dost, arkadaş, sadık
hamîmin samimi

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Ne de candan-yakın bir dost (çıkacaktır) .”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ne bir can dostu.
Abdullah Parlıyan Meali ne de candan bir dostumuz.
Ahmet Tekin Meali “Yakın bir dost da yok.”
Ahmet Varol Meali Candan bir dostumuz da yok.
Ali Bulaç Meali 'Ne de candan-yakın bir dost.'
Ali Fikri Yavuz Meali Ne de yakın bir dost...
Bahaeddin Sağlam Meali 100, 101. “Artık bizim için, ne bir şefaatçi ne de sıcak (samimi) bir dost bulunur.”
Bayraktar Bayraklı Meali 96,97,98,99,100,101,102. Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
Cemal Külünkoğlu Meali 100,101. “İşte bu yüzden artık bizim için ne şefaatçiler var, ne de yakın bir dost.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) 96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Candan bir dostumuz da yok.”
Diyanet Vakfı Meali 100, 101. Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz.
Edip Yüksel Meali "Ne de yakın bir dostumuz."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Ne de yakın bir dost."
Elmalılı Meali (Orjinal) Ne de yakın bir sadîk
Hasan Basri Çantay Meali «ne de candan bir dost yok».
Hayrat Neşriyat Meali 100,101. “Şimdi artık bizim, ne şefâatçilerimiz, ne de yakın bir dostumuz vardır!”
İlyas Yorulmaz Meali “Bizi koruyup gözetecek bir dost ta yok.”
Kadri Çelik Meali “Ne de şefkatli bir dost!”
Mahmut Kısa Meali Ne de bize merhametle kucak açacak candan bir dostumuz.
Mehmet Türk Meali 100,101. “Şimdi bizim ne bir arka çıkanımız var. Ne de bir candan dostumuz”.
Muhammed Esed Meali ne de candan bir dostumuz.
Mustafa İslamoğlu Meali ne de yürekten bir dost.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Ne de yakın bir dost var.»
Suat Yıldırım Meali 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz! ”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu. “Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz! ” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık! ” [36, 56; 40, 47; 7, 53; 38, 64]*
Süleyman Ateş Meali Ne de sıcak bir dostumuz.
Süleymaniye Vakfı Meali Ne de bir can dostu.
Şaban Piriş Meali Sıcak bir dost da yok..
Ümit Şimşek Meali “Ne de candan bir dostumuz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ne sıcak-samimi bir dostumuz."
M. Pickthall (English) Nor any loving friend.
Yusuf Ali (English) "´Nor a single friend to feel (for us).

İslam Vakti Mobil Uygulamaları