Şuarâ Suresi 49. Ayet


Arapça

قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ


Türkçe Okunuşu

Kâle âmentum lehu kable en âzene lekum, innehu le kebîrukumullezî allemekumus sıhr(sıhra), fe le sevfe ta’lemûn(ta’lemûne), le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hılâfin ve le usallibennekum ecmaîn(ecmaîne).


Kelimeler

kâle dedi
âmentum siz îmân ettiniz
lehu ona ait, onun
kable önce
en âzene (benim) izin vermem
lekum sizin için, size
inne-hu muhakkak ki o, çünkü o
le mutlaka, elbette, muhakkak
kebîru-kum sizin büyüğünüz
ellezî o ki, ki o
alleme-kum size öğretti
es sıhra sihir, büyü
fe o zaman, böylece
le mutlaka, elbette, muhakkak
sevfe yakında, ileride
ta'lemûne biliyorsunuz
le mutlaka, elbette, muhakkak
ukattıanne kestireceğim
eydiye-kum sizin elleriniz, ellerinizi
ve ercule-kum ve ayaklarınızı
min hılâfin çaprazdan
ve le ve elbette, mutlaka
usallibenne-kum sizi astıracağım
ecmaîne hepsi

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Bunu duyan Firavun kızgın ve hırçın şekilde: Bana danışmadan ve) “Benden izin almadan mı Ona iman ettiniz? (Hem Ona iman edecek ne var.O sadece büyücülükte sizden biraz daha ileri bir kişiden başkası değildir.) Kesinlikle O size sihri (büyüyü) öğreten büyüğünüz (yerinde) birisidir. (Haydi, bu kararınızdan vazgeçin, yoksa) Yakında (başınıza neler geleceğini görecek ve) bileceksiniz! (Şöyle ki:) Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi astırıp (en feci şekilde öldüreceğim) ” diye (tehdit etmişti.) *
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Firavun, size izin vermeden inandınız ha dedi, şüphe yok ki o, sizin büyüğünüz, büyüyü o öğretti size; şimdi anlarsınız siz, mutlaka ellerinizi, ayaklarınızı çaprazvari kestireceğim ve hepinizi de astıracağım.
Abdullah Parlıyan Meali Firavun: “Ben size izin vermeden, O'na inanıyorsunuz öyle mi?” diye çıkıştı. “Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka. Fakat yakında, nasıl intikam alacağımı göreceksiniz. Bana karşı gelmenizden dolayı ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim sonra hepinizi asacağım!” dedi.
Ahmet Tekin Meali Firavun: “Ben size izin vermeden mi, ona boyun eğip güvendiniz? Anlaşıldı ki, size sihri öğreten büyüğünüzmüş o. Şimdi size yapacaklarımı göreceksiniz. Ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Hepinizi astıracağım.” dedi.
Ahmet Varol Meali (Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? O size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yakında muhakkak bileceksiniz. Sizin ellerinizi ve bacaklarınızı çaprazlama kesecek sonra hepinizi asacağım."
Ali Bulaç Meali (Firavun) Dedi ki: 'Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Gerçek şu ki, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Firavun onlara şöyle) dedi: “- Ben size izin vermeden ona (Mûsa'ya) iman ettiniz, anlaşıldı ki o size büyü öğreten büyüğünüzmüş! O halde mutlaka yakında bileceksiniz: Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve gerçekten hepinizi asacağım.”
Bahaeddin Sağlam Meali Firavun: “Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. İlerde bileceksiniz. Ben, el ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım.” dedi.
Bayraktar Bayraklı Meali Firavun, “Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?” diye çıkıştı. “Doğrusu o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Andolsun, yakında bileceksiniz, bana karşı gelip döneklik yapmanız yüzünden ellerinizi ve ayaklarınızı doğrayacağım, hepinizi asacağım” dedi.
Cemal Külünkoğlu Meali Firavun: “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında (size ne yapacağımı) bileceksiniz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizin hepinizi asacağım” dedi.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Firavun: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Muhakkak ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; ellerinizi ayaklarınızı, and olsun, çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım" dedi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi.
Diyanet Vakfı Meali Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!
Edip Yüksel Meali Dedi ki, "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyücülüğü öğreten ustanız olmalı. Şimdi göreceksiniz: Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama ke stireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"
Elmalılı Meali (Orjinal) Ona, dedi: ben size izin vermeden iyman ettiniz, anlaşıldı ki o size sihri ta'lim eden büyüğünüzmüş, o halde mutlak yakında bileceksiniz, çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazına kestireceğim, hem muhakkak hepinizi çarmıha gerdireceğim»
Hasan Basri Çantay Meali (Fir'avn) dedi ki: «Ben size izin vermeden siz ona îman etdiniz ha! Hakıykat size büyüyü öğreten büyüğünüzmüş o! O halde yakında bileceksiniz. Herhalde sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesdireceğim, sizin topunuzu behemehal çarmıha gerdireceğim»!
Hayrat Neşriyat Meali (Fir'avun:) “(Ben) size izin vermeden ona îmân ettiniz, öyle mi? Şübhesiz ki o, gerçekten size sihri öğreten büyüğünüzmüş. Ama ileride elbette göreceksiniz. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi kesinlikle asacağım!” dedi.
İlyas Yorulmaz Meali Firavun sihirbazlara “Ben size izin vermeden önce, iman mı ettiniz? Herhalde o (Musa) size sihir öğreten üstadınız. Şunu iyice öğreneceksiniz ki, çaprazlama olarak ellerinizi ve ayaklarınızı kesip, hepinizi sallandırıp asacağım. ” dedi.
Kadri Çelik Meali (Firavun) Dedi ki: “Ben size izin vermeden önce mi ona iman ettiniz? Hiç tartışmasız o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz, şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım.”
Mahmut Kısa Meali Bu manzara karşısında öfkeden çıldıran Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız, öyle mi?” diye homurdandı, “Durun hele, şimdi anladım! Demek ki Mûsâ, size büyücülüğü öğreten üstadınız ve siz de Mûsâ adına çalışan birer ajandınız. Nasıl da düşünemedim; ta başından beri bunu plânlayıp bana oyun oynadınız. Fakat bana ihânetin cezası neymiş, göreceksiniz: Sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesecek, sonra da hepinizi hurma ağaçlarına asacağım! Mûsâ’nın Rabbi’nin azabı mı, yoksa benim azabım mı daha çetin ve daha sürekliymiş, o zaman göreceksiniz!”
Mehmet Türk Meali (Firavun, büyücülere): “Ben size izin vermeden siz, o (Mûsa’ya) inandınız ha?1 Demek ki, size büyüyü öğreten büyüğünüz oymuş.2 Öyleyse (size yapacağımı yakında) anlayacaksınız. Yemin olsun, sizin hepinizin ellerini ve ayaklarını çaprazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım!” dedi.*
Muhammed Esed Meali [Firavun:] “Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?” diye çıkıştı, “Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka! 26 Fakat yakında [benim intikamımı] göreceksiniz: içinizden çoğunun ellerini ayaklarını kestireceğim, hepinizi astıracağım!” 27
Mustafa İslamoğlu Meali (Firavun) dedi ki: “Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz: dönekliğinizden dolayı[3203] ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali (Fir'avun) Dedi ki: «Ben size izin vermeden evvel siz ona imân ettiniz, şüphesiz ki, o size sihri öğretmiş olan büyüğünüzdür. Artık yakında bileceksiniz, elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kestireceğim ve muhakkak ki sizi toplu bir halde astıracağım.»
Suat Yıldırım Meali Firavun: “Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı: Size büyüyü öğreten ustanız oymuş! Size yapacağımı da yakında öğreneceksiniz. Farklı yönlerden olmak üzere el ve ayaklarınızı kesecek ve hepinizi asacağım! ”
Süleyman Ateş Meali (Fir'avn) dedi: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz: Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!"
Süleymaniye Vakfı Meali “Ben izin vermeden ona inadınız öyle mi? Demek ki, o sizin büyüğünüz, size büyüyü öğreten adam. Göreceksiniz; kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesecek ve hepinizi asacağım” dedi.
Şaban Piriş Meali -Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Anlaşıldı ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür, elleriniz ve ayaklarınızı çaprazlama kestireyim ve sizi çarmıha gerdireyim de görün siz! dedi.
Ümit Şimşek Meali Firavun “Fakat ben size izin vermeden iman ettiniz,” dedi. “Demek, bu size büyücülüğü öğreten büyüğünüzmüş. Siz görürsünüz; ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesip hepinizi asacağım.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Firavun haykırdı: "Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım."
M. Pickthall (English) (Pharaoh) said, Ye put your faith in him before I give you leave. Lo! he doubtless is your chief who taught you magic! But verily ye shall come to know. Verily I will cut off your hands and your feet alternately, and verily I will crucify you everyone.
Yusuf Ali (English) Said (Pharaoh): "Believe ye in Him before I give you permission? surely he is your leader, who has taught you sorcery! but soon shall ye know!(3165) "Be sure I will cut off your hands and your feet on opposite sides, and I will cause you all to die on the cross!"*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları