Şuarâ Suresi 139. Ayet


Arapça

فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَاهُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ


Türkçe Okunuşu

Fe kezzebûhu fe ehleknâhum, inne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
kezzebû-hu onu yalanladılar
fe o zaman, böylece
ehleknâ-hum onları helâk ettik
inne muhakkak
fî zâlike bunda
le mutlaka, elbette, muhakkak
âyeten âyet, delil, kanıt
ve mâ kâne ve olmadı
ekseru-hum onların çoğu
mu'minîne mü'minler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Böylelikle onu yalanladılar, biz de onları helak edip yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet ve ibret vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Derken onu yalanladılar, biz de onları helak ettik. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Abdullah Parlıyan Meali İşte O'nu böyle yalanladılar ve bunun üzerine, biz de onları yok ettik. Bu kıssada insanlar için mutlaka bir ders vardır, onların çoğu buna inanmasa da…
Ahmet Tekin Meali Böylece onu yalanladılar. Biz de onları helâk ettik. Bunlarda da, kesinlikle Allah'ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler, ülkelerinde kalıntılar vardır. Onların çoğu iman edecek değildir.
Ahmet Varol Meali Böylece onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.
Ali Bulaç Meali Böylelikle onu yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Ali Fikri Yavuz Meali Böylece onu (Hûd peygamberi) tekzib ettiler. Biz de onları helâk ettik. Muhakkak ki, onlara yaptığımız bu işte, sonrakiler için bir ibret vardır; öyle iken çoğu mümin olmadı.
Bahaeddin Sağlam Meali Hud’u yalanladılar. Biz de onları helak ettik. İşte bunda önemli bir ayet ve delil vardır. Fakat çokları inanmadılar.
Bayraktar Bayraklı Meali 138,139. “Biz yaptıklarımızdan dolayı ceza görmeyeceğiz” deyip onu yalanladılar. Biz de onları helâk ettik. Bunda kesinlikle bir ders vardır. Onların çoğu inanmamış olsa da.
Cemal Külünkoğlu Meali Böylece onu (Hud peygamberi) yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlaka alınacak bir ders vardır, Fakat (buna rağmen) onların çoğu iman etmediler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Böylece onu yalanladılar; Biz de kendilerini yok ettik. Bunda şüphesiz ki ders vardır; ama çoğu inanmamıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Böylece onlar Hûd’u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helâk ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Diyanet Vakfı Meali Böylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de kendilerini helâk ettik. Doğrusu bunda büyük bir ibret vardır; ama çokları iman etmezler.
Edip Yüksel Meali Böylece onu yalanladılar. Nihayet biz de onları yok ettik. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Böylece onu yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Diye onu tekzib ettiler de kendilerini helâk ediverdik. Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı
Hasan Basri Çantay Meali Hulâsa: Onu yalan saydılar da biz de kendilerini helak etdik. Şübhesiz bunda bir ibret vardır elbet. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.
Hayrat Neşriyat Meali Böylece onu yalanladılar da onları (şiddetli bir rüzgârla) helâk ettik. Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
İlyas Yorulmaz Meali Kavmi Hud'u yalanladı. Bizde onları helak ettik. Bunda alınacak dersler var. Ancak insanların çoğu inanmıyorlar.
Kadri Çelik Meali Böylelikle onu (Hud'u) yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık. Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Mahmut Kısa Meali Böylece onu yalanladılar, Biz de onları korkunç bir azapla helâk ettik! Dinle, ey insan; hiç kuşkusuz bunlarda, ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret var fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyor.
Mehmet Türk Meali (Hemen) onu yalanladılar ve Biz de onları derhâl helâk ettik. Şüphesiz bu (Hûd kıssasında, insanlar için) bir ibret vardır ama onların çoğu (hâlâ) inanmadılar.
Muhammed Esed Meali İşte o'nu böyle yalanladılar; ve bunun üzerine Biz de onları yok ettik. Bu [kıssada da insanlar için] mutlaka, bir ders vardır, 61 onlardan çoğu [buna] inanmasa da…
Mustafa İslamoğlu Meali Neticede, onu işte böyle yalanladılar; bunun üzerine Biz de onları helâk ettik. Elbet bu (Hûd kıssası)nda da alınacak bir mesaj mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.[3243]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık O'nu tekzîp ettiler, Biz de onları helâk ettik. Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır ve onların ekserisi imân etmiş olmadılar.
Suat Yıldırım Meali Neticede onu yalancı saydılar, Biz de onları imha ettik. Elbette bunda, alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Süleyman Ateş Meali (Böylece) onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Süleymaniye Vakfı Meali Böylece Hud’u yalancı yerine koydular, biz de onları helak ettik. Bunda kesin bir ibret var ama bunların çoğu inanacak değillerdir.
Şaban Piriş Meali Hûd'u yalanladılar. Biz de onları yok ettik. İşte bunda bir ibret vardır. Yine de onların çoğu inanacak değildir.
Ümit Şimşek Meali Onlar onu yalanladılar; Biz de onları helâk ettik. İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onu bu şekilde yalanladılar, biz de onları helâk ettik. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminlerden değildi.
M. Pickthall (English) And they denied him; therefor We destroyed them. Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers.
Yusuf Ali (English) So they rejected him, and We destroyed them. Verily in this is a Sign: but most of them do not believe.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları