Şuarâ Suresi 136. Ayet


Arapça

قَالُوا سَوَاء عَلَيْنَا أَوَعَظْتَ أَمْ لَمْ تَكُن مِّنَ الْوَاعِظِينَ


Türkçe Okunuşu

Kâlû sevâun aleynâ e vaazte em lem tekun minel vâızîn(vâızîne).


Kelimeler

kâlû dediler
sevâun eşittir, birdir
aleynâ bize
e
vaazte sen vaaz verdin
em yoksa, veya
lem tekun olmadı, değil
min el vâızîne vaaz verenlerden

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Onlar ise) Dediler ki: "Bizim için fark etmez; vaiz olarak öğüt verip (dursan) da, öğüt verenlerden olmasan da" (aynıdır.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bizce bir dediler, istersen öğüt ver bize, istersen öğüt verenlerden olma.
Abdullah Parlıyan Meali “Bütün bu uyarılara karşı onlar: “Senin öğüt vermen de, vermemen de bizim için birdir farketmez” dediler.
Ahmet Tekin Meali Kavmi: “Sen gönül alsan, öğüt versen, sorumlulukla ilgili uyarılarda bulunsan da, öğüt verenlerden, uyarılarda bulunanlardan olmasan da, bizim için farketmez.” dediler.
Ahmet Varol Meali Dediler ki: "Öğüt versen de öğüt verenlerden olmasan da bizim için birdir.
Ali Bulaç Meali Dediler ki: 'Bizim için farketmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da.'
Ali Fikri Yavuz Meali Onlar dediler ki: “- Sen öğüd versen de, öğüd verenlerden olmasan da bizce farkı yoktur.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar. “Öğüt vermen veya öğüt verenlerden olmaman bizim için birdir.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar, “Senin ögüt vermen de vermemen de bizim için birdir”;
Cemal Külünkoğlu Meali (Onlar) dediler ki: “Sen öğüt versen de öğüt vermesen de bizim için birdir (alışkanlıklarımızdan vazgeçmeyeceğiz).”
Diyanet İşleri Meali (Eski) "İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizce birdir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Dediler ki: “Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir.”
Diyanet Vakfı Meali (Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir.
Edip Yüksel Meali Dediler ki, "Öğüt versen de vermesen de bizce birdir."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Dediler ki: "Sen ha vaaz etmişsin, ha vaaz edenlerden olmamışsın, bizce birdir."
Elmalılı Meali (Orjinal) Sen, dediler: ha va'zetmişin ha va'zedenlerden olmamışın bizce müsavidir
Hasan Basri Çantay Meali Dediler: «Va'z etsen de, yahud va'z edicilerden olmasan da bize göre birdir».
Hayrat Neşriyat Meali (Onlar şöyle) dediler: “(Sen) nasîhat etsen de, nasîhat edenlerden olmasan da, bizim için birdir. (Biz vazgeçmeyiz!)”
İlyas Yorulmaz Meali Kavmi “Sen öğüt versen de, vermesen de bizim için fark etmez. İkisi de aynı (Biz bildiğimizi yaparız.)”
Kadri Çelik Meali Dediler ki: “Bizim için fark etmez; öğüt versen de öğüt verenlerden olmasan da.”
Mahmut Kısa Meali Buna karşılık onlar, “Ey Hûd!” dediler, “Boşuna çeneni yorma! Çünkü sen bize ha öğüt vermişsin, ha vermemişsin, bizim için hiç fark etmez!”
Mehmet Türk Meali (Onlar da): “(Ey Hûd!) Sen bize öğüt versen de vermesen de bizim için fark etmez.” dediler.
Muhammed Esed Meali [Ama bütün bu uyarılara karşı onlar:] “Bize öğüt veriyor olsan da, olmasan da, bizim için fark etmez!” dediler.
Mustafa İslamoğlu Meali Onlar “Sen” dediler, “bize öğüt versen de öğüt vermesen de, bizim için fark eden bir şey olmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Dediler ki: «Öğüt versen de veya öğüt verenlerden olmasan da bize karşı müsavîdir.»
Suat Yıldırım Meali 136, 137, 138. “Sen” dediler, “Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz! ” [11, 53]
Süleyman Ateş Meali Dediler ki: "Öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da bizce birdir."
Süleymaniye Vakfı Meali Dediler ki, “öğüt versen de, vermesen de bizim için bir şey değişmez.
Şaban Piriş Meali Onlar da şöyle dediler:-Öğüt versen de vermesen de bizim için birdir.
Ümit Şimşek Meali Dediler ki: “Bize öğüt versen de bizim için birdir, vermesen de.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dediler: "Sen ha öğüt vermişsin ha öğüt verenlerden olmamışsın. Bizim için fark etmez."
M. Pickthall (English) They said: It is all one to us whether thou preachest or art not of those who preach;
Yusuf Ali (English) They said: "It is the same to us whether thou admonish us or be not among (our) Admonishers!(3201)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları